Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın EYT’yi ‘felaket’ olarak niteleyip bundan da muhalefeti sorumlu tutmasının ardından bu kez de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe açığına EYT’yi gerekçe gösterdi.
İstanbul’da düzenlenen Global Liderler Zirvesi’nde yaptığı “Türkiye’nin Önümüzdeki Üç Yıllık Ekonomik Perspektifi” konulu video konuşmasında “Dezenflasyonun yanında diğer önemli bir hedefimiz, bütçe açığını kalıcı bir şekilde yüzde 3’ün altına çekmek. Bildiğiniz gibi deprem nedeniyle, yine EYT nedeniyle geçen sene ve bu sene bütçe açığımız oldukça yüksek seyrediyor” diye konuştu.
Şimşek, İstanbul’da düzenlenen Global Liderler Zirvesi’ne “Türkiye’nin Önümüzdeki Üç Yıllık Ekonomik Perspektifi” konulu video konuşması ile katıldı. Şimşek, “Enflasyonu 2026 sonunda tek haneye düşürmeyi hedefliyoruz” dedi. Şimşek ayrıca, “Bütçe açığı geçen sene yüzde 5,2’ydi, yüzde 4,9’a gerilemesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Dezenflasyonun yanından bütçe açığını da düşürmeyi hedeflediklerini ifade eden ve bütçe açığının yüksek seyretmesinin deprem ve EYT kaynaklı olduğunu söyleyen Şimşek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Dezenflasyonun yanında diğer önemli bir hedefimiz, bütçe açığını kalıcı bir şekilde yüzde 3’ün altına çekmek. Bildiğiniz gibi deprem nedeniyle, yine EYT nedeniyle geçen sene ve bu sene bütçe açığımız oldukça yüksek seyrediyor. Gayrisafi yurt içi hasılaya oran olarak bütçe açığı geçen sene yüzde 5,2’ydi. Bu sene yüzde 4,9’a gerilemesini bekliyoruz ama gelecek sene bizim için kritik. Dezenflasyon sürecini desteklemek için bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 3 civarına düşürmeyi hedefliyoruz.
Sonraki yıllarda da yüzde 3’ün altına çekerek dezenflasyona güçlü bir destek vereceğiz. Diğer hedeflerimizden bir tanesi de cari açığın kalıcı bir şekilde yüzde 2 ve altına çekilmesidir. Geçen sene cari açık yüzde 4 civarındaydı. Bu sene muhtemelen yüzde 2’nin altında, yüzde 1,7 olarak öngörüyoruz. Gelecek sene yüzde 2 civarı bir cari açık öngörümüz var. Sonraki senelerde ise 1,5-2 arasında bir cari açık hedefliyoruz.
Cari açığın yüzde 2-2,5’in altında olması demek, Türkiye’nin dış borcunun milli gelire oranı artık düşüyor demektir. İkinci olarak da rezerv birikimine imkan sağlıyor. Çünkü hedeflerimizden bir tanesi de Türkiye’nin rezerv yeterliliğini artırmaktır. Böylece Türkiye’nin dış kırılganlıklarını azalmaktır. Bu politikaların bir sonucu olarak da büyümede geçici bir yavaşlama olacak ama daha dengeli, daha sürdürülebilir, yüksek büyümeye geçiş yapacağız.”