Narin Güran’ın kaybedilip 19 gün sonra cansız bedeninin dere yatağında bulunmasına dair açılan dava bugün görülecek. Diyarbakır Adliyesi’nde yapılacak duruşmada anne,ağabey ve amca dahil tutuklu 12 sanık hakim karşısına çıkacak. Cinayet soruşturmasında soru işaretleri oluşmuşken davaya katılma talebinde bulunacak olan İnsan Hakları Derneği(İHD), cinayet soruşturmasının özensiz ve öngörüsüz yapıldığını vurguladı. İHD açıklamasında, “Özellikle Güran ailesinin iktidara yakın bir aile olmasının ortaya çıkmasıyla birlikte soruşturmada gösterilen öngörüsüzlük ve özensizlik daha da şüpheli bir hala gelmektedir.” ifadelerini kullandı.
21 Ağustos 2024 tarihinde Diyarbakır’da evinin önünden kaybolduktan 19 gün sonra Eğertutmaz deresinde gömülü cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti günlerce konuşuldu. Tüm ülkenin takip ettiği bu süreçte bugün yargılama aşamasına geçiliyor.
Anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran ve suçunu itiraf eden Nevzat Bahtiyar’ın küçük çocuğu kasten öldürmek suçundan sanık olduğu dosya Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.
Dosyaya Diyarbakır Barosu müdahil olmuştu. Bunun yanında İnsan Hakları Derneği de bugün müdahil olma talebinde bulunacak. Dernekten yapılan açıklamada, “Dosyada bulunan iddianameye baktığımızda soruşturma makamının Narin’in kaybolduğu ilk günden itibaren özensiz ve öngörüsüz davrandığını düşünmekteyiz.” denildi.
Çok uzun bir süre cinayetin faili olduğu şüphesi ile şu anda cezaevinde tutuklu bulunan şahısların soruşturmayı manipüle ettikleri belirtilen açıklama şu şekilde,
“Narin Güran’ın, katledilmesine ilişkin soruşturma sonrasında hazırlanan iddianame maalesef ki faili belli olmayan bir cinayet suçunu oluşturmaktadır. Yapılan soruşturma sonucunda, soruşturma sırasında gösterilen öngörüsüzlük ve özensizlik nedeniyle birçok delilin yok olduğu ve yok edildiği ortadadır. Bu nedenle de soruşturmanın yasanın gerektirdiği bir biçimde sürdürülemediği ortadadır.
Özellikle Güran ailesinin iktidara yakın bir aile olmasının ortaya çıkmasıyla birlikte soruşturmada gösterilen öngörüsüzlük ve özensizlik daha da şüpheli bir hala gelmektedir. Küçük bir kız çocuğunun ölümünden söz etmekteyiz. Maalesef ki yargı makamı Türkiye Cumhuriyeti’nin altına imza attığı sözleşmeler ve özellikle Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin tüm hükümleri adeta ihlal eder bir biçimde soruşturma yürütmüştür.
İnsan Hakları Derneği olarak, Narin Güran’ın katledilmesiyle ilgili açılan davada taraf olmak üzere Diyarbakır Şubemiz tarafından katılma talebinde bulunacağız. Katılma talebinin kabul edilmesi halinde davayı bir taraf olarak takip etmenin yanında katılma talebimizin kabul edilmemesi durumunda sonuna kadar davayı izleyeceğiz.
Davayı sonuna kadar takip edeceğiz”
Artık tüm yetki mahkemededir. Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nin, bu konuda üzerine düşen görevi yerine getirerek, tüm delilleri eksiksiz toplayarak failin belirlenmesi konusunda net bir sonuca ulaşma noktasında gerekli özeni göstermesi gerektiğini düşünüyoruz. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin bu kadar yoğun olarak işlendiği bu coğrafyada maalesef ki yargının erkek egemen ve yerleşik ahlak anlayışının esas alan bakış açısı büyük bir sorun oluşturmaktadır. Bu nedenle de yargı makamında da Narin Güran cinayetinin gerçek faillerinin ortaya çıkarılması konusunda özenli ve hukuki dayanakları esas alan bir yargılama yapmaya davet ediyoruz.”