back to top
25 Ekim 2025, Cumartesi

Bolu Kartalkaya otel yangını davasında gerilimli anlar… Ölenlerin yakınları, suçu personele atan otel sahibi Halit Ergül’e ‘katil’ diye bağırdı

Bolu Kartalkaya otel yangını faciasına ilişkin 32 sanığın yargılandığı davanın görülüyor.

Duruşmaya otel sahibi Halit Ergül’ün savunması damga vurdu. Ergül, “300 personelin olduğu yerde bir kişinin hatasını bugün burada hepimiz çekiyoruz” dedi. Bu sözler üzerine müştekiler “Senin hiç suçun yok mu” diye bağırarak Ergül’e tepki gösterdi. Yine yakınları ölenler Ergül’e “Katil” diye bağırdı.

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocak gece yarısı çıkan yangında 36’sı çocuk 78 kişi hayatını kaybetti, 133 kişi de yaralandı.

Faciaya ilişkin açılan 19’u tutuklu 32 sanıklı davanın ilk duruşması sürüyor. Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda görülen duruşma çarpıcı anlara şahit oldu.

Yargılama aşamasına ise otel sahibi aile üyeleri savunmaları damga vurdu. Üçüncü oturumda savunma yapan ailenin hepsi “Tek sorumlunun otelin sahibi Halit Ergül” diyerek babalarını suçladı.

Çocukları babalarını, baba da otel çalışanını suçladı

Otel sahibi ve davanın bir numaralı sanığı olan tutuklu Halit Ergül duruşmanın 4’üncü oturumunda savunma yaptı. Otelin yönetiminde yer alan eşi, kızları ve damadını koruyan Ergül, yangınla ilgili çalışanları sorumlu tuttu.

Ergül’ün avukatının, ‘müvekkilinin savunmasını dinlenerek yapması’ talebini mahkeme reddetti.

Sanık Ergül, yangın gecesi Bolu’daki diğer otelinde olduğunu, ilk telefonu saat 03.30’da eşinden aldığını ve yangın olduğunu öğrenir öğrenmez yola çıktığını belirtti. Otele vardığından yangının her yeri sardığını  söyleyen Ergül, itfaiyenin bölgeye kendisinden sonra geldiğini kaydetti. Ergül, “İtfaiyenin vardığı yerde misafir araçları vardı. Kepçeci geldi, onlara yol açtı” dedi.

“Senin hiç suçun yok mu!”

Sanık Ergül savunmasının devamında, “300 personelin olduğu yerde bir kişinin hatasını bugün burada hepimiz çekiyoruz” ifadesini kullandı. Bu sözler üzerine salondaki müştekiler Ergül’e “Senin hiç suçun yok mu!” diyerek bağırarak tepki gösterdi.

Halit Ergül, “Yangından önce yangın alarm cihazları kapatıldı” iddiasıyla ilgili soruyu ise “Bilmiyorum, ben onları çalışıyor sanıyordum” şeklinde cevapladı.

Sanık baş aşçı: Kendimi sakatladım, ben de şikayetçiyim

Otelin baş aşçısı tutuksuz sanık Reşat B. Savunmasında “Ben sadece kış sezonunda otelde çalışırım. Yangının çıktığı grill plate cihazı saat 05.30-06.00 gibi açılır. Grill plate cihazı şov alanındadır. Grill plate cihazının yanındaki çöp kutusu boş olur, geceden temizlenir çünkü. Önce şalteri açar ve sonra grill plate cihazının düğmesini açar, iki işlemle açılır.” dedi.

Suçlamaları kabul etmeyen Reşat B., “İtfaiyenin yaptığı denetimde tespit ettiği eksikliklerden de haberim yok. Çünkü ben canımı zor kurtardım, kendimi sakatladım. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum.” dedi.

Mahkeme başkanı, daha sonra tüm mutfak ve teknik personele yangının çıktığı anlara dair güvenlik kamerası görüntülerini izletti.

“Yangın alarmı çalmadı”

Otelin resepsiyon görevlisi tutuksuz sanık Yiğithan Burak Çetin de savunmasında İŞKUR vasıtasıyla 3 Aralık 2024’te şirkette göreve başladığını anlattı.

Gazelle Otel’de oryantasyon eğitimi aldıktan sonra 9 Aralık 2024’te resepsiyon ekibiyle Grand Kartal Otel’e çıktıklarını belirten Çetin, çoğunlukla “gece resepsiyonu” olarak görev yaptığını kaydetti.

Olay anında kuvvetli sarsıntı hissettiğini ve duman yükseldiğini gördüğünü ifade eden Çetin, “Ofise geçtim, etrafa bakındım herhangi yangın butonu ve tüpü göremedim. ‘Yangın var’ diyen mutfak elemanı Yusuf’un resepsiyonda olduğunu gördüm. Telefonu çıkardım ve jandarmayı aradım.” Diye olay anını anlattı.

Çetin, lobi kısmına geçtiklerini söyleyerek, “Resepsiyondaki telefonu açmaya çalıştım ama dumandan açamadım. Merdivenlerde şiddetli duman vardı. Yukarı çıkmaya çalıştım ama çıkamadım. Bu sırada telefon görüşmelerini sürdürüyordum, jandarma 112’ye yönlendirdi gerekli bilgileri verdim.” ifadelerini kullandı.

Tek kişilik koltukları kapının önüne çektiklerini anlatan Çetin, “Kapı önüne çıktığım zaman yukarı doğru bağırmaya başladım. Otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz’ı aradım, ‘Yangın var, acil gelmeniz gerekiyor’ dedim. ‘Tamam geliyorum’ dedi, bana herhangi bir talimat vermedi. Daha sonra kurtarma çalışmalarına yardım etmeye çalıştım.” şeklinde konuştu.

“Yangın eğitimi verilmedi”

Çetin, mahkeme başkanının, yangın eğitimi, tatbikat, yangın müdahale ekibi, yangın alarm sistemiyle ilgili soruları üzerine şunları kaydetti:

“Yangın eğitimi ve herhangi sertifika verilmedi. Otel hakkında verilen kitapçığa tekrar baktım ama yangınla ilgili herhangi bir şey yoktu. Yangın tatbikatı yapılmadı. Yangına müdahale ekibinin kurulup kurulmadığını bilmiyorum. Yangın alarmı çalmadı, kapıyı açmamızın bir nedeni de alarmın çalmasını sağlamaktı. Yangın alarm sisteminin olup olmadığını bilmiyorum. İkinci katta kalan arkadaşlar sigara içiyordu ve alarm devreye girmiyordu.”

Cumhuriyet savcılığındaki ifadesini okuyan mahkeme başkanın, aile üyelerinin nasıl çıktığına ilişkin sorusuna, Çetin, “Şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras ve şirketin yönetim kurulu üyesi Elif Aras’ın tam olarak nereden çıktıklarını hatırlamıyorum ama koşarak çıktıklarını hatırlıyorum. Şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu’nu sonradan gördüm ama nasıl çıktığını bilmiyorum.” cevabını verdi.

Cumhuriyet savcısının “Resepsiyon bölümündeki en yetkili kişi kim”   sorusunu Çetin, “Zeki Yılmaz” diye cevapladı.

Kafe sahibi savunma yaptı

Duruşmada otelde bulunan kafenin sahibi tutuksuz sanık İbrahim P’nin savunması alındı. Yangında 3 çalışanının hayatını kaybettiğini ifade eden İbrahim P, “Bolu’da enerji şirketim var. Bolu’da yüksek standartta kafe açmak istedim. Bunun için otelde kafe açmak istedim. Yetkili arkadaşları bu konuda talimatlandırdım. Otelde kalan arkadaşlarımızın telefonu ile yangından haberim oldu. 03.37’de cevapsız aramam vardı. Sonrasında 2 dakika sonra döndüm. İsmail K.’yi arayarak hızlıca otele gitmesini istedim. 12’nci kattaki arkadaşlarımızla konuştum, durumlarının kötü olduğunu öğrendim ve sonrasında ulaşamadım. Çalışanlarımızdan birinin durumu ağırdı. Jandarmaya ifade için giderek elimizdeki evrakları teslim ettik. Sonrasında ise adliyeye sevk edildik. Kira sözleşmesini Kadir Özdemir ile imzaladık. Aylık 2 bin TL’ye kiraladık” dedi.

“Kira miktarı sembolikti”

Kafeye alınan yangın yeterlilik raporu ile ilgili de İbrahim P, “Yangın raporunun otel tarafından temin edileceğini söyledi bana İsmail K. Otelin böyle bir denetim geçirdiğinden haberim yoktu. Raporun geri çekildiğine yönelik de bir bilgim yok. İsmail K., sömestr tatili öncesi yangın raporu için evrakların hazırlandığını söyledi bana. Gereken her türlü başvuruyu İsmail K. yaptı. Kafe açılmamıştı, eksikleri vardı. Ruhsat işlemleri henüz yapılmamıştı. Sömestr tatili geleceği için kafe için çalışmaları hızlandırmıştık. Ciddi bir yatırım yapacağımız için kira da 2 bin TL gibi sembolik bir rakamdı” diye konuştu.

“İşçiler niye otelde kalıyordu?”

‘İl Özel İdaresi’nden ruhsat almadan çalışmaya başlamadıysan, niye işçiler otelde kaldı?’ diye sorulan İbrahim P, “Diğer çalışanlar otelde kalıyordu, şehir dışından gelenler otelde kalmak istiyordu. Gidiş geliş saatlerini de etkiliyordu. Bu nedenle otelde kalıyorlardı” cevabını verdi.

“İl Özel İdare de denetimin uygun çıktığını söyledi”

Duruşmada oteldeki kafenin yetkilisi tutuksuz sanık İsmail K. da savunma yaptı.  İsmail K, “Ruhsat için İl Özel İdare Ruhsat ve Denetleme Şube Müdürlüğü’ne müracaat ettim. Müracaatlarım aralık ayının birinci haftası alındı. Otelde çalışacağımız için itfaiye raporu gerekliydi. Mesleki yeterlilik belgesi ve personel için SGK girişleri gerekiyordu. Otelde yetkili olarak gördüğüm Kadir Beyden itfaiye uygunluk belgesini talep ettim. İl Özel İdare’den bulamadım, kendisinden talep ettim. Belgenin acil verilmesi ve kafenin açılması gerektiğini söyledim. O zaman İl Özel İdare’ye veya belediye arşivinden bulabilirsin diye sıkıştırdım. ‘Kafe için ayrıca itfaiye uygunluk belgesi alınması gerekli’ dediler bana. Kadir Özdemir, bizim adımıza belediyeye talepte bulundu. 3-4 gün sonra İl Özel İdare’ye gittiğimde belgeyi alabileceğimi düşündüm. Onlar da gelip inceleme yapacaklarını söylediler. Ben yokken gelmişler, sonrasında ben İl Özel İdare’ye gittiğimde denetimin uygun çıktığını söylediler. Daha sonra evrakın kolluğa ardından da Bolu Valiliği’ne gideceği söylendi. Bu sırada yangın çıktı. Otelin yangın uygunluk belgesi olmadığını bilmiyorum. Otelin giriş kapısında ‘Kültür ve Turizm Bakanlığı denetimindedir’ yazıyor. Böyle bir risk olduğunu bilsem kafe açar mıydık?” dedi.

Aile üyeleri babayı suçladı

Otel sahibi Halit Ergül’ün küçük kızı yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu da yangın gecesi çocuklarıyla camdan çıktığını söyledi. Otoparktan, otel yönetimine ait araçları çıkarma talimatı verdiği iddiasına da yanıt veren Hacıbekiroğlu, “AFAD veya itfaiye ‘yangın otoparka sıçrarsa büyük bir patlama olur boşaltılması lazım’ dedi. Orada bulunanlar garajın önünde babamın aracı olduğunu söyledi ben de babamı arayarak arabayı alması gerektiğini söyledim.” dedi.

Otel sahibi Ergül’ün bir diğer kızı olan yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Elif Aras, tutuklu sanık Eşi Emir Aras’ın otelde kağıt üzerinde genel müdür olduğunu söyledi.

Aras, “Otelde yangın riski olduğunu bilsem kendim de kalmazdım bir başkasının da kalmasını izin vermezdim. Sistemde çok büyük eksiklikler olduğunu görüyorum. Kararı yüce Türk Yargısı verecektir. Eşim kağıt üzerinde genel müdürdür. Görevi dışında babamdan talimat almadan hiçbir iş yapamaz. Nihai kararları babam verir” diye konuştu.

Otel Sahibinin eşi Emine Murtazaoğlu Ergül de eşini suçladı .kararları eşinin aldığını, damadı Emir Aras’ın ondan onay almadan iş yapamayacağını savundu.

1998’ER YIL HAPİS TALEBİ

Facianın ardından başlatılan soruşturma kapsamında Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve İtfaiye Eri İrfan Acar hakkında 78’er kez ‘Olası kastla öldürme’ suçu ile ‘Olası kastla kasten yaralama’ suçlarından toplam 1998’er yıla kadar hapis cezası talep edildi.

önce gerçek

Bu Haberi Paylaş

İhsan Eliaçık ile Kürsü Sohbetleri izle
Beğenebilirsiniz
tümü

12 Eylül’de hakimlik, Balyoz’da avukatlık yaptı, bugünkü yargı mesleği bıraktırıyor: Dayanamıyorum!

Ali Fahir Kayacan, 50 yıllık hukuk kariyerinin ardından Türk yargısındaki mevcut durumu sert bir dille eleştirdi. 12 Eylül döneminde idam kararlarına imza atan ve...