Değerli dostlarım;
Siyaset zaman zaman tıkandığında ‘değişim’ yapmak kaçınılmazdır. Yıllarca aynı koltuğu muhafaza eden ama bir türlü ileriye gidemeyen insanların yine aynı koltukta kalma ısrarlarını anlamak gerçekten çok zor. Bizde derler ki ‘koltuğa yapışmış’ oradan hiç kalkmak istemiyor. Merkez Parti‘de 3 Ağustos günü bir değişim yaşandı. Umarım hayırlı ve geliştirici olur.
Hayırlı olup olmamak sadece bizim için bir dilek, çünkü bunu sadece Allah bilir. Geliştirici olmasına gelince işler değişiyor. Neyi değiştireceğiz ve geliştireceğiz? Eğer gelişim ve değişimin temelleri iyi atılmaz ise gömleğin bir düğmesini yanlış iliklersen bütün düğmelerin yanlış olduğu gibi işler yanlış gider ve sonuç eskiden farklı olmaz.
O halde değişimden ne anlıyoruz? Koltuktaki insanları değiştirmek mi yoksa hedefleri ve o hedefe varmak için gidilecek yol, uygulanacak yöntem mi? Bir ideal için bir araya gelmiş kişiler sadece koltuk değişiminden bahsederler ve ‘ben’ duygusuyla hareket ederlerse sadece kendilerini kandırmış olmazlar mı?
Ben derim ki: Gelin fikirleri ve hedefleri değiştirelim. Bu hedeflere ulaşmak için yeni yöntemler belirleyelim, bu yeni yöntemleri uygulayacak idealist, dürüst, liyakatli ve sözünün eri insanlarla yola devam edelim. ‘ÖNCE İNSAN’ diyenleri bir araya getirelim. Merkez Parti’nin idealleri; Adalet, eşitlik, hukuka bağlılık… Bu idealleri söylemde değil, eylemde buluşturmalı, ortak aklı hakim kılmak birincil şarttır…
Atalarımız der ki “ekmeği ekmekçiye verelim, bir ekmek de üstüne koyalım.”
