Değerli dostlarım;
Milli Eğitim Bakanı Sn Yusuf Tekin yine şapkadan bir tavşan çıkardı ve okullardaki serbest kıyafet uygulamasını ‘formaya’ döndürdü.
Özde eğitime bir şey katamayan, öğretmenlik mesleğini iyice ayaklar altına alan, sözleşmeli öğretmen sorununu çözemeyen Yusuf Tekin, öğrencilerin kıyafetleriyle uğraşmaktan başka birşeyi beceremiyor olmalı ki kıyafetlerle ilgili düzenlemeyle yetiniyor.
Sayın Tekin’e sormak gerek:
Okullarda saçı sakalı birbirine karışmış hatta sakal bırakmış öğrencilerin eğitim görmelerine fırsat veriyorsunuz değil mi?
Peki kız öğrencilerden isteyenlerin başını örterek okullara gelmesini de destekliyor ve uygulamadan şikayetçi olmuyorsunuz.
O halde öğrencilerin serbest kıyafet giymeleri sizi niye rahatsız ediyor?
Bu forma kıyafet giymenin öğrence velilerine ne kadar ağır bir maliyet getirdiğinden haberiniz var mı?
Bu davranışınızın veliyi değil özel sektörü destekleyerek birkaç firmayı zengin etmekten başka ne amacınız var?
Madem insan hakları dediniz, özgürlüklerden başladınız o zaman öğrencileri belirli nitelikteki formaları giymeye niye zorluyorsunuz?
Maksadınız üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?
Maksadınız üzüm yemekse;
Öncelikle öğretmenlerin özlük haklarını düzenleyin;
Öğretmen alımlarında mülakat belasından kurtarın ve hak edenin öğretmen olmasını temin edin.
Sözleşmeli öğretmen sorununu çözün.
Öğretmen açıklarını dersler başlamadan tamamlayın.
Sınıf mevcutlarını azaltın;
Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayın; imam-hatiplere öz evlat diğerlerine üvey evlat muamelesi yapmayın.
Programları her öğretmenin anlayacağı şekilde sadeleştirin.
Ders kitaplarının basit şeylerle değil, bilimsel verilerle donatın.
Öğrencileri kaynak ve yardımcı kitap almaktan kurtarın.
Okullarda yeterli miktarda laboratuvar ve kütüphane açarak, öğrencilere deney ve araştırma yapabilecek ortamları hazırlayarak yaparak, yaşayarak öğrenmelerini sağlayın.
Okul ve kurum yöneticilerini vatandaştan ‘yardım’ adı altında para istemelerinden kurtarın.
Temiz, kaliteli ve huzurlu eğitim ortamları hazırlayabilmek için yardımcı hizmetler sınıfı kadrolarını yeniden oluşturarak ‘temiz okul, kaliteli eğitim’ felsefesini gerçekleştirin.
Öğretim ve yönetim kademelerini liyakatli öğretmenlerden oluşturun.
Unutmayın eğitim milletimizin vazgeçilmez değerlerinin başında gelir. Yönetici, öğretmen, öğrenci, veli, eğitim politikası, eğitim programı, eğitim felsefesi içi içe girmiş ve birbirini olumlu veya olumsuz yönde etkileyen unsurlardır. Bütün bu unsurları bir araya getirip uyum içerisinde çalıştıramaz iseniz okul kültürünü oluşturamaz ve başarı sağlayamazsınız.
Eğitim bir etkilenme ve kademeler zinciridir. Kademelerden birisinde arıza olursa üst kademeleri etkiler, bu etki sonunda toplumun beklediği eğitim çıktısını vermez.
Eğitimin çıktısı insandır. Eğitim, insanı yetiştiren süreçtir.
Unutmayın bu süreç hepimizi, milletimizin geleceğini ve Bekasını ilgilendirir.
Sözlerimi Başöğretmen Atatürk’ün güzel sözleriyle bağlamak isterim.
Atatürk diyor ki:
* En mühim ve feyizli vazifelerimiz millî eğitim işleridir. …
* Okul genç dimağlara, insanlığa hürmeti, millet ve memlekete muhabbeti, şeref-i istiklâli öğretir.
* En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır.
* Öğretmenlik ömür boyu sürecek bir öğrenciliktir.