Değerli dostlarım;
Ordumuzun genç teğmenlerinin mezuniyet töreninden sonra ‘Laik, demokratik Cumhuriyet’e uzanacak eller karşılarında bizi bulacak” ve “Kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ifadeleri bazılarını fena halde rahatsız etmiş.
Oysa ki;
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Başdanışmanı açıklamalarında bunda bir beis olmadığını savunarak teğmenlere sahip çıkarken Devlet Bahçeli karşı çıkmış ve gereken yapılmalı demişti.
Diğer taraftan AKP sözcüsü Ömer Çelik de, TV ekranlarından “Mustafa Kemal, Türk Ordusunun ebedi komutanıdır. Teğmenlerin ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ demelerinde bir sakınca yoktur” diye açıklama yapmıştı.
Olaydan tam 8 gün sonra Cumhurbaşkanı İmam-Hatipliler kurultayında yaptığı konuşmada: “Siz bu kılıçları kime çekiyorsunuz? İnceleme yapılıyor, birkaç kendini bilmez temizlenecek” dedi ve Devlet Bahçeli’yi destekledi.
Buradan sormak isterim;
Diyanet İşleri Başkanı Ayasofya’nın açılışı sırasında belindeki kılıç ile hutbeye çıkıp konuşurken neden ona bu soruyu sormadınız?
Siz, zati aliniz orada iken yapılmamış, sizden sonra yapılmış bir hareket için eğer varsa Askeri hiyerarşi içerisinde gereken zaten yapılır ve yapılmalıdır da.
Sayın Cumhurbaşkanım;
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukuk Devleti olduğu için de siz hukuki yollardan seçilip o makama oturdunuz. Şimdi yürütmenin başı olarak yargının karar vermesi gereken bir konuda sonuca etki edecek kararları nasıl ifade ediyorsunuz? Yani bu teğmenler siz istediğiniz için teğmenlikten atılacaklar mı? Bırakın hukuk kendi kuralları içerisinde karar versin, yok hukuk dediğimiz sistem sizin dediğinizi yapacaksa onun adına hukuk denilebilir mi?
Cumhurbaşkanı olmanız yürütmenin başı olduğunuz gerçeğinden öteye gitmemeli, yasama ve yargıyı da sizin yöneteceğiniz anlamı taşımamalı.
