21 Aralık 2024, Cumartesi

Türkiye’nin 2024 – AB İlerleme Raporunda: Her alanda gerileme 

Temel trene binmiş, tren hareket ettikten sonra bilet kontrolüne gelen memur:

-“Biletiniz İstanbul istikametine, fakat bu tren Ankara’ya gidiyor” demiş. Temel kendinden emin:

-“Peki, makinist yanlış istikamette gittiğini biliyor mu?”

Biz yönümüzü AB’den Ortadoğulu olmaya çevirdiğimizden beri ülke göstergemiz olumlu yönde olmamıştır. Bu millet 22 yıl önce AB’ye gireceğiz dedikleri ve yazılı programlarında taahhütte bulundukları için tercih sebebi olmuşlardı. Ama bugün bunlar treni yanlış yere götürdüklerinden habersiz, yolcuları suçlayabilmektedirler. Biz biliyoruz ki aldığımız bilet AB yönlüdür. Siz treni yanlış istikamete çevirdiniz.

Avrupa Konseyi 2024 Türkiye Raporun’da eleştirel anlamda çeşitli konular üzerinde duruluyor. Türkiye hakkında Komisyonun hazırladığı 25’inci rapor olan 2024 raporunda siyasi kriterlerdeki eksiklere ve Kıbrıs sorununa önemle değinilmiş ve eksiklikler raporda yer edinmiştir.

Türkiye’de gerileme 

Türkiye’nin bir Avrupa Birliği(AB) aday ülkesi olarak AB kriterlerine uyum düzeyini değerlendiriyor ve AB uyum sürecindeki ilerleme veya gerilemeyi tespit ediyor. Türkiye raporlarında özellikle 2014 ve sonrasında yer verilen ve kullanımı giderek artan “backsliding-gerileme” ifadesi bu raporda yer almasa da bunun yerine “no progress-ilerleme yok” ifadesinin bazı konu başlıklarında sıklıkla kullanıldığını görmek  mümkün. Özellikle hukukun üstünlüğü, demokratik denge, denetleme mekanizmaları, kamu yönetimi reformu, yolsuzlukla mücadele, temel haklar, yargı usulleri, sivil toplumun alanı, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, medya ve ifade özgürlüğü , örgütlenme zorunluluğu, AB ortak dış güvenlik ve savunma politikasına uyum, gümrük birliği kuralları, ortak gümrük tarifesi ve dış ticaret politikasına uyum ile sosyal haklar gibi konularda uyumda ilerleme olmaması ve reform sürecinin durmasına değinilen raporda, her konu başlığı altında aday ülkeye tavsiye ve öneriler de yer alıyor (Doç.Dr.Çiğdem Nas)

Avrupa bizi kıskanmıyor

Türkiye’nin üç buçuk milyonu aşkın Suriyeliye ev sahipliği yapması önceki raporlarda olduğu gibi Avrupa Komisyonu tarafından takdirle karşılanıyor. Türkiye’nin özellikle sınırdaşı olduğu Yunanistan’dan düzensiz göçmenleri geri kabul etmesi raporda takdirle anılıyor.

AB Dış ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell; ” Türkiye, AB için kilit bir ortak ve aday bir ülkedir. AB Konseyi, Nisan 2024’te AB’nin Doğu Akdeniz’de istikrarlı ve güvenli bir ortama ve Türkiye ile işbirliğine dayalı ve karşılıklı yarar sağlayan bir ilişki geliştirmeye yönelik stratejik ilgisini yinelemiştir. Bu bağlamda AB Konseyi, AB-Türkiye iş birliğinin daha da geliştirilmesi bakımından Kıbrıs çözüm görüşmelerinin yeniden başlatılmasına ve bu görüşmelerde ilerleme kaydedilmesine özel bir önem atfettiğini” vurgulamıştır.

2024 Türkiye raporunda demokrasi 

Seçim kampanyasında gözlemlenen bazı eksikliklere rağmen, Mart 2024’te Türkiye’de gerçekleşen yerel seçimler genel olarak iyi organize edilmiş ve halkın iradesine saygı gösterilmiştir. Türkiye’de 2018’den bu yana uygulanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin parlamentonun yasama ve denetleme fonksiyonlarını zayıflattığının aktarıldığı raporda, denge ve denetleme unsurlarının olmadığı belirtilmiştir.

Rapora göre kamu idaresi oldukça siyasallaştı, özellikle hükümetin muhalefet belediyeleri üzerindeki baskısı yerel demokrasiyi zayıflatmaya devam etti.

Meclis, hükümetin hesap verebilirliğini sağlayacak araçlardan yoksundur.

Denge ve denetleme mekanizmalarının bulunmayışı Cumhurbaşkanlığı sisteminin belirleyici unsurları olmaya devam etmiştir. Düzenleyici kurumların çoğu doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı kalmaya devam ederken, kamu yönetimi oldukça siyasallaşmıştır. Hükümetin muhalefet partilerine mensup belediye başkanları üzerindeki baskısı, yerel demokrasiyi zayıflatmaya devam etmiştir.

Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları (STK’lar), daralan faaliyet alanları ve yetkililerin sürekli baskısı da dahil olmak üzere çok sayıda kısıtlamayla karşı karşıya kalarak zor bir ortamda faaliyet göstermektedir. Buna rağmen, sivil toplum sesini duyurmaya ve sivil hayata aktif olarak katılmaya devam etmiştir ve çeşitli alanlarda önemli katkılarda bulunmuştur. Yeni mevzuat ve politikaların, bağımsız STK’lara danışılmasını sağlayacak mekanizmalar oluşturulmalıdır.

Yargı ve temel haklar

Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin(AİHM) belirli kararlarını uygulamayı reddetmektedir. Yetkililerin hakimler ve savcılar üzerindeki hukuka aykırı baskısı yargının bağımsızlığı ve kalitesi üzerin de olumsuz etki yapmaya devam etmiştir. Ülkenin yargı sisteminin işleyişinin iyileştirilmesi için ciddi çabalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Yolsuzlukla mücadele

Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi’ne uygun birimler kurmaya yönelik adımlar atmamıştır. Yasal çerçeve ve kurumsal yapının, yolsuzluk davalarının kovuşturma ve karar aşamalarında hukuka aykırı biçimde siyasi baskı kurulmasını sınırlandıracak şekilde iyileştirilmesi gerekmektedir. Kamu kurumlarının hesap verebilirliğinin ve şeffaflığının iyileştirilmesi gerekmektedir.

Temel haklar

İnsan haklarının ülkedeki genel durumunda bir iyileşme görülmemiştir ve konu bir endişe kaynağı olarak kalmayı sürdürmektedir. Türkiye’deki yasal çerçeve, insan haklarına ve temel haklara riayet edilmesine ilişkin genel güvenceleri içermektedir ancak mevzuatın ve mevzuatın uygulanmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Gazeteciler, yazarlar, avukatlar, akademisyenler, insan hakları savunucuları ve diğer eleştirel seslerin, teröre destek verdikleri iddiasıyla yargılanmalarına ve mahkum edilmelerine devam edilmiştir.

İfade özgürlüğü

Rapor döneminde ilerleme sağlanmamıştır ve ciddi endişe sürmektedir. Milli güvenlik ve terörle mücadele ile ilgili ceza kanunlarının uygulanması, ifade özgürlüğünü engelleyecek şekilde AİHS ile çelişmeye ve AİHM içtihadından uzaklaşmaya devam etmiştir.

Adalet, özgürlük ve güvenlik

Türkiye, adalet, özgürlük ve güvenlik alanında orta düzeyde hazırlıklıdır. İran ile kara sınırının gözetim ve koruma kapasitesinin daha fazla güçlendirilmesi ile ilgili olarak bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Türkiye, 3,6 milyon mülteciye ev sahipliği yapmak ve bu mültecileri desteklemek için kayda değer çaba sarf etmeye devam etmiştir.

Örgütlü suçlarla mücadele

Türkiye, bu alandaki AB müktesebatının uygulanması konusunda belirli düzeyde hazırlıklıdır. Belirli alanlarda AB müktesebatıyla ve uygulamalarıyla uyum konusunda sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. Mali Eylem Görev Gücü (FATF) Eylem Planı’nın henüz yerine getirilmemiş maddelerinin ele alınması konusunda ilerleme sağlanmış ve ülke FATF’nin “gri listesi”nden çıkarılmıştır

Kamu alımları

Türkiye, kamu alımları alanında orta düzeyde hazırlıklıdır ve AB müktesebatına uyum konusunda önemli eksiklikler bulunmaktadır. Rapor döneminde bu alanda ilerleme kaydedilmemiştir ve şeffaflık eksikliği ve ayrımcı yerel fiyat uygulamaları devam etmiştir. Türkiye’nin kamu alımları piyasasının  büyüklüğü, özellikle yüksek enflasyon ve depreme bağlı harcamalar nedeniyle son yıllarda artmış; 2022’de GSYİH’nin %4,8’ini oluşturan bu oran 2023’te %6,1’e yükselmiştir. Kanun yoluna başvurma hakkı Anayasa’da güvence altına alınmıştır ve Kamü İhale Kanunu, şikayetlerin ele alınması için kurumsal bir çerçeve ve mekanizma oluşturmaktadır. Ancak, sistemin ilgili AB Yönergeleriyle daha fazla uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla Kamu İhale Kurumundan ayrı, tam bağımsız bir ihale inceleme kurulunun kurulması ve kurul üyelerinin bağımsızlığının sağlanması öncelikli bir konudur.

Mali kontrol

Türkiye, mali kontrol alanında iyi düzeyde hazırlıklıdır. Rapor döneminde ilerleme kaydedilmemiştir. Kamu İç Mali Kontrol Politika Belgesi’nin 2013’ten bu yana güncellenmemiştir. Türkiye’nin hala kapsayıcı bir kamu yönetimi reformu ve kamu mali yönetimi stratejik çerçevesi bulunmamaktadır. Anayasal ve yasal çerçeve Sayıştay’ın (TCA) bağımsızlığını teminat altına almaktadır. Halihazırda Cumhurbaşkanı’nın başkanlık ettiği ve Sayıştay’ın doğrudan denetimine tam olarak tabi olmayan Türkiye Varlık Fonu’nun (TWF) mali disiplinine, şeffaflığına ve hesap verebilirliğine ilişkin endişeler mevcuttur.

Bakanlığın değerlendirmesi 

31 Ekim 2024 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Avrupa Komisyonu’nun yayımladığı 2024 yılı Genişleme Strateji Belgesi ve Türkiye’ye ilişkin ülke raporları hakkında değerlendirmelerde bulunulmuş ve rapora katılmadığı bölümlerin eleştirisini yapmıştır.

Köşe Yazıları

tümü

Gündem