14 Mart 2025, Cuma

5 teğmenden ‘kılıçlı yemin’ savunması:Mustafa Kemal’in askerleriyiz

Mezuniyet töreninde ettikleri kılıçlı yemin gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraçları istenen 5 teğmen savunmasını verdi. Askerler savunmalarına “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ifadesiyle başladı.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç cezasıyla Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) sevk edilen 5 teğmen, bugün avukatları eşliğinde savunma yaptı. Teğmenlerin savunmalarına “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek başladığı öğrenildi. Dönem birincisi Teğmen Ebru Eroğlu’nun da savunmasını “Omzumdaki rütbeyi alabilirsiniz, ama göğsümdeki Harp Okulu brövesini alamazsınız” sözüyle bitirdiği kaydedildi. 

Kara Harp Okulu mezuniyet töreninden sonra kılıç çatarak yemin eden ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı attıkları için TSK’dan ihraç talebiyle YDK’ya sevk edilen teğmenlerin savunması, saat 14.00’te Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda başladı. Teğmenlerin ihracının görüşüldüğü toplantı 6 saat sürdü.

TBB Başkanı savundu 

Toplantının ardından teğmenlerin avukatlığını üstlenen Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan açıklama yaptı.

Duruşmanın 6 saat sürdüğünü aktaran Sağkan, 5 teğmenin her birisinin ayrı ayrı savunma yaptığını söyledi. Daha sonra da avukat heyetinin teğmenler için hukuki savunma yaptıklarını belirtti. 

Sağkan, YDK heyetinin teğmenlerin savunma hakkına riayet ettiğini, saygı gösterdiğini, sözlerinin kesilmediğini, teğmenlere savunmaları için süre konulmadığını ve teğmenlerin hukuk sınırları içerisinde kendilerini ifade ettiklerini dile getirdi.

‘7- 10 gün içinde karar çıkabilir’

“Burada öncelikle 5 teğmenle ilgili olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni itibarsızlaştırıcı tavır içerisinde bulunma genel maddi olgusu üzerine yoğunlaşan bazı savunmalar söz konusuydu” diyen Sağkan, şöyle konuştu: 

“Yine aynı şekilde kesinlikle bilinçli, örgütlü, daha önceden planlanmış bir hareket olarak değil o anın coşkusuyla, ailelerin orada bulunmasının oradaki teğmenlerin ve o ailenin o gururu yaşarken o anı daha büyük bir coşkuyla paylaşmanın getirdiği heyecanla ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ şeklinde… Aslında Türk Silahlı Kuvvetleri bakımında da değerlendirme yaptığımızda tüm bireylerinin Mustafa Kemal’in askeri olduğunu düşündüğümüzde ya da subaylık andı olarak baktığımız andın içeriğinde ‘laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını korumak’ bunları düşündüğümüzde aslında buradaki ifadelerin hiçbirisinin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin itibarını zedeleyecek bir tarafı yoktur. Tam aksine bu ülkedeki 85 milyonun ortak değerleri olduğuna inanıyoruz, bunları özellikle savunmamızda vurgulamaya gayret ettik.”

Kararın ne zaman verileceğine dair bilgi verilmediğini dile getiren Erinç Sağkan, “Sonucun ne kadar zamanda açıklanacağını ilişkin olarak heyetten bize bir bilgi gelmedi ancak zannedersem yaklaşık 7-10 gün içerisinde buna ilişkin verilmiş olan kararı göreceğiz. Ben umut ediyorum ki 5 teğmen hakkında da isnat edilen fiillerle ilgili olarak ceza verilmesine yer olmadığı yönünde bir karar tahsis edilir. Eğer bir hukuk devleti isek, eğer hukukun üstünlüğüne inanıyor isek zaten kararında bir hukukçu olarak öyle olması gerekir” diye konuştu. 

‘Suç işlemediklerinin bilincindeydiler’

Sağkan, gazetecilerin sorusuna üzerine YDK’da yaşanan süreci şöyle aktardı:

“Her bir teğmen ayrı ayrı salona alındı. Her birinin kendisini istediği çerçevede izah etmesi konusunda tam bir özgürlük alanı tanındı. Tüm teğmenler kendilerine son derece güvenle salonda bulundular, en ufak şekilde bir suç işlemediklerinin bilinciyle oradaydılar. ‘Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleriyiz’ diyerek başladılar. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iç işlerine ilişkin olarak düzenlenen mevzuat belgeleri dahil olmak üzere Harp Akademisi Kanunu da dahil olmak üzere zaten bütün mevzuatlarının Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını Atatürk ilke ve inkılapları çerçevesinde yetiştirdiğini haliyle tutundukları tavrın bu anlamda mevzuata uygun olduğu gibi Harbiye’nin Atatürk’ün yuvası olduğu, 1283 denildiğinde Kara Harp Okulu’nda herkesin ayağa kalkıp ‘İçimizde’ dediklerini bunları da ifade ederek aslında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Atatürk’ten ayrılamayan Atatürk’ten uzaklaştırılamaz bir kurum olduğunun her biri altını çizdi.”

‘Kendileri için talepleri olmadı’

“Herhangi bir suç işlemedikleri için kendilerini son derece özgürce, rahatça ifade ettiler” diyen Erinç Sağkan, “5 yıl boyunca bu milletin onlara Harp Okulu’nda okuma şansı verdiklerini, tek üzüntülerinin bir olumsuz karar çıkmasında bu vatana olan borçlarını ödeyemeyecek olmak olduklarının altını çizdiler. Kendileri için herhangi bir taleplerinin olmadığını ve onlara yapılan 5 yıllık yatırımın karşılığını Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şerefli birer mensubu olarak vermek istediklerini ifade ettiler” şeklinde konuştu.

Teğmenlerin başarılı sicile sahip olduğunu söyleyen Sağkan, “Bu arada her birinin sicilleri birbirinden başarılı. Bazıları çok ciddi spor alanında yurt dışı müsabakalarına katılmış dereceler almışlar. Ebru teğmeni biliyorsunuz zaten, hem birinci olarak girmiş, hem birinci olarak çıkmış. Türk Silahlı Kuvvetleri bakımından çok büyük bir gurur var. 3 Harp Okulu’nun da birincisi kadın subaylardan çıkmış. Bunu Atatürk’e borçlu olduğumuzu unutmamak gerekiyor. Bu teğmenler bu borcu unutmadıklarını ve vefalarını aslında burada ifade etmişler” ifadelerini kullandı.

‘TSK’nın itibarsızlaştırılması söz konusu’

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu soruşturma ile itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söylediklerini aktaran Sağkan, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin itibarsızlaştırılması konusundaki tartışma maalesef ki teğmenlerin tutunduğu tavırdan dolayı değil, teğmenlerin bu hareketlerinden sonraki kamuoyundaki tartışma biçiminden ve onlar hakkında bir disiplin soruşturması açılmasından kaynaklanmaktadır. Biz de özellikle bugün heyete avukatlar olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin aslında bu soruşturma ile itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını, bunun çok büyük bir yanlış olduğunu ve bu yanlıştan artık bir an önce dönülerek teğmenler üzerindeki bu baskının kalkması ve onların da görevlerine özgürce devam edebilmeleri yönünde beyanlarımızı ilettik” dedi. 

önce gerçek
Beğenebilirsiniz
tümü

Nihal Olçok: Tek başıma kabrinin başında dedim ki; “Erol Olçok, çok sevdin kalabalıkları, çok da kandırıldın” (II)

(2. BÖLÜM) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında oğlunu ve oğlunun babası Erol Olçok’u kaybeden Nihal Olçok’la söyleşinin ikinci bölümünde siyasette kaldığı 4 yıla dair değerlendirmesi, Ayşe...