Ankara’da, 80 yaşındaki anneannesi Leyla Çetiner’i tabancayla vurarak öldüren eski bakanlardan Abdüllatif Şener’in oğlu, 42 yaşındaki Bedirhan Şener’in yargılaması başladı. Annesi ve teyzesi sanık Bedirhan Şener’den şikayetçi olmadı.
Anneannesi Leyla Çetiner‘i tabancayla vurarak öldüren eski bakanlardan Abdüllatif Şener’in oğlu Bedirhan Şener’in, tutukluluk halinin devamına ve akıl sağlığına ilişkin rapor alınması için 3 haftayı geçmemek üzere psikiyatri hastanesinde gözlem altına alınmasına karar verildi.
Sanık mahkemede ifade verdi: Nereye ateş ettiğimi bilmiyorum
‘Üst soya karşı kasten öldürme’, ‘Üst soya karşı kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘6136 sayılı yasaya muhalefet’ suçlarından Şener hakkında Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmaya sanık Bedirhan Şener, ailesi ve avukatları katıldı.
Kimlik tespitinin ardından söz alan tutuklu sanık Bedirhan Şener, “Öncelikle o dönemde takip ediliyordum, bunun için de bir korku içindeydim. Öyle musibetler var, duvarların içinden geçiyor, uçuyor. Aslında onlar gider; ama o sırada öyle olmadı. Sesler duydum, ondan sonra da ateş ettim. Kafamın içinden böyle sesler geldi. Annemi, anneannemi gördüğümü hatırlamıyorum. Bir yere doğru ateş etmedim. Neye ateş ettiğimi bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
Baba Şener: Gerçeklikle bağı kopuyordu
Eski Maliye Bakanı baba Abdüllatif Şener, duruşmada tanık olarak dinlendi. Oğlunun son günlerde psikolojik rahatsızlıkları olduğunu ifade eden Abdüllatif Şener, şöyle konuştu:
“Durumu iyi değildi. Son 2 günde telefonları açmadı. Kendine zarar vereceğini düşündük. Annesi ve anneannesi ile eve gittik, ben arabayı park etmekle meşgulken, onlara kapıyı açar açmaz apartman boşluğuna doğru ateş etmiş. Onun dışında, zaman zaman gerçeklikle bağı kopuyordu. Doktorlarına sanrılar gördüğünü söyledim. Odasına birilerinin girdiğini, zarar verdiğini söylüyordu; ama raporda belirtilmemiş. Kamera kayıtlarını saniye saniye taratıp böyle bir durumun olmadığını belirlediler ama rapora geçmemişler. Geçmişinde de sanrılar, halüsinasyonlar vardı.
İş ve aile düzeniyle ilgili problemler vardı. Bu problemler zaman zaman iş yerine gitmemesine sebep oldu. Son 1 yıldır Meclis’te çalışıyordu. Ben ve eşim takip ederdik, bazen işe gitmeyi aksatırdı. Haberdar olurduk, amirlerinden ricacı olup izin kullandırıyorduk. Olay günü de işe gitmemiş. Daha önce de parti grubunda çalışıyordu. Orada da mesaiyi aksatıyordu, iş yükü yoktu. Son günlerde korkuları vardı; kendisinin öldürüleceği yönünde düşünceleri vardı. Biz tatildeydik, o sırada da iyi değildi. O korkularının etkisiyle mi bilmiyorum, benim ruhsatlı silahımı aldığını öğrendim. Olay günü hem kendisini kontrol etmek hem de silahı almak için gitmiştim.”
Annesi ve teyzesi şikayetçi olmadı
Bedirhan Şener’in annesi Berrin Şener, olay günü oğluna ulaşamadığını ifade ederek, “Kendisine zarar vereceğinden endişelendim. Anneme, ‘Bedirhan’ın evine gidelim mi’ dedim. ‘Gidelim’ dedi. Evine gittik, eşim arabayı park ederken aşağıdan zile basmadık, birinci kata çıktık, kapıyı çaldık, birkaç saniye içinde açıldı. Normalde bizi gülümseyerek karşılar. Oğlumun 2 el ateş ettiğini duydum, oradan kaçtım. Oğlum beni hedef almadı, zaten öyle bir şey olsaydı hiç oraya gitmezdik. Olayda yaralanmadım, şikayetçi değilim. Psikozu olduğunu biliyorduk, bazen gerçek dışı şeyler söylüyordu, tedaviye gidiyordu” dedi.
Teyzesi Berra Çağlayan da şikayetçi olmadığını belirterek, “Bedirhan hepimizin çok sevdiği bir insan, bizim için çok değerli. Sağlık durumunun iyi olmadığını biliyorum. Görüştüğümüzde, ‘İyi hissetmiyorum teyze, çok kötüyüm’ dedi, sanrılarından bahsetti” diye konuştu.
Dayısı Ali Kemal Çetiner, “Bedirhan’ın sanrılar gördüğünü ben de biliyorum. Şikayetçi değilim, bilerek kötülük yapmaz; annemi çok severdi. Bilerek, isteyerek kimseye zarar verecek bir insan değildir” ifadelerini kullandı.
Beyanların ardından mahkeme heyeti ara kararı açıkladı. Bedirhan Şener’in tutukluluk halinin devamına karar verilirken, suçu işlediği tarihte akıl hastası olup olmadığına dair rapor alınması için 3 haftayı geçmemek üzere psikiyatri hastanesinde gözlem altına alınmasına karar verdi. Mahkeme, sanık hakkında cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığına dair Adli Tıp Kurumu’ndan rapor düzenlenmesine hükmederek duruşmayı 5 Aralık’a erteledi.