12 Mart 2025, Çarşamba

Edep ya hû

Bir hadiste: “Hayâ imandan neşet eder, (ehl-i) iman da cennete gider. Çirkin söz ve davranış ise kabalıktan ve kötü ahlaktan neşet eder. Kötü ahlak (sahibi olanlar) da cehenneme gider” buyrulmaktadır. Kelime-i kibarda da “İlla edep” denmektedir.

Malum, edep toplumun her kesiminde kullanılan bir kelimedir. Ayrıca edep, ahlak kelimesine yakın bir anlam ifade eder. Ahlak ve edep, her insanda bulunması gereken hasletlerdendir. Onun için yeme, içme, sohbet, yolculuk gibi günlük hayatın çeşitli alanlarıyla ilgili her konuda edebe önem verilir.

Edep veya çoğulu ‘âdâb’ göz ardı edilemeyecek kadar toplumların yaşamasında, ilerlemesinde önem taşır. Ayrıca denir ki, bir toplumda bulunan örf, âdet ve kural haline gelmiş iyi tutum ve davranışların heyeti umumiyesi de edeple tarif edilmektedir. Keza edep, incelik, kibarlık, hayranlık ve takdir şeklinde de tarif edilmektedir.

Günlük hayatımızda kullanılan edepli ve edepsiz kelimeleri ahlaki özellikleri ifade etmektedir. O halde edepli olmak, ahlaklı olmak kişilere zenginlik kazandırmakta, toplumu da nefeslendirmektedir. Edepli davranan insanlar toplum tarafından takdir edilmekte, edepsizler de ayıplanmaktadır.

Çünkü edep ve ahlak Kur’anîdir. Onlara uymak insanlar için farz-ı ayn’dır. Edepsizliğin hâkim olduğu toplumların, tarihte yıkıldıklarını okuyoruz. Edebin yozlaştığı günümüz toplumunun yıkımı da atom bombası gibi müessir olur. Edepsizler düzen bozucudur. Nitekim Allah: “Yeryüzünde düzeni bozan ama düzeltmeye yanaşmayan aşırıların istediklerini yapmayın.” (Şuarâ/152) buyurmaktadır.

Edep ve ahlakla mücehhez olan insanlardan hayır gelir. Bunlarla toplum için hayırlı işler yapılır. Ahlak ve edep dışı hiçbir fiil onaylanmaz. Çalanlara, soyanlara, sömürenlere asla iltifat edilmez, tam aksi onlar yerilir, böylece toplum aydınlatılmış olur.

Edep ve ahlak sahibi olanlar satarken, satın alırken, alacağını talep ederken hoşgörülü davranıp kolaylık gösterirler. Çünkü onlar kıyamet gününden haberdardırlar. Dünyevileşme uğruna edep ve ahlak gibi hasletlerini bozmazlar, onun için de albenileri olur.

Edep ve ahlak kuralları içinde hayatlarına devam edenler, Allah’tan korkup çekinirler. Haramdan kaçarlar, helalin peşinde koşarlar. Her hareketlerinde tevazu ön plandadır. Tekebbürden uzak dururlar. Milletin derdi ile dertlenir, sevinçleriyle de mesrur olurlar.

Edep ve ahlak sahibi olanlar makam için, rütbe için mankurtlaşmaktan uzak dururlar. Çünkü onlar şiar sahibidir ve sadece Allah’ın emirlerine uyarlar. Ezan ile uyanır, namazlarında, oruçlarında daim olurlar. Zekâtlarını verirler, böylece topluma örnek olmaya çalışırlar.

Çünkü:

· “Edepten mahrum kalan, cümle hayırlardan mahrum kalır.” (İbn Atâ)

· “Edebi olmayanın ilmi, sabrı olmayanın dini, korkusu ve iffeti olmayanın Hakk’a bağlılığı yoktur.” (Hasan-ı Basrî)

· “İnsanoğluyla hayvan arasındaki fark edeptir. Eğer insanoğlunun edepten nasibi yoksa insan değildir.” (Mevlânâ)

İnsanda yok ise edep, neylesin medrese mektep,

Okusa âlim olsa, yine merkep, yine merkep… (Necip Fazıl)          

Toplum içinde edebiyle müeddep olanların sayısı gün geçtikçe azalmakta, onun için de toplum yozlaşmaktadır. Çünkü edepsizlik ziyadesiyle yaygınlaşmış, bir nevi maharet gibi algılanır olmuştur.

Evde, okulda, işyerinde, caddede, hemen hemen her konuda edepsizlik irtifa kazanmakta, yöneticiler de sadece seyirci durmaktadır. TRT’deki programlarda bile edep dışı görüntüler, dizilerdeki ahlak dışı pozisyonlar alabildiğine. Milletin vergileriyle beslenen TRT, bu akıl ve edep dışı görüntülere zemin hazırlamaktadır.

Bir yol bulur kendine, dere tepe düz gider

Nice yüzlere bakıp, o yine yüzsüz gider.

Bir insan ki unutmuş, utanıp, sıkılmayı;

Sığır gelmiş dünyaya, dünyadan öküz gider.

Görüldüğü ve yaşandığı gibi, kimse söz dinlemiyor, bir nevi edepsizliği marifet sayıyor. Ama denir ki;

Edep gerektir kula

Tâ işi temiz ola

Edepsiz girme yola

Var edep, öğren edep (Kaygusuz Abdal)

Yazdıklarımızı okuyan olmuyor, sözümüz maalesef dinlenmiyor. Biz de ‘Edep Ya Hû’ diyoruz.   

Rahman ve Rahim,

Kadir ve Muktedir,

Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.          

önce gerçek
Beğenebilirsiniz
tümü

Prof. Dr. Türköne: İnsan sağa sola savrulabilir, yanlış yerlerde durabilir, önemli olan birey olarak hata yapmamak (II)

Siyaset bilimci Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne ile röportajın ilk bölümünde Türk siyasetini ve Suriye meselesini konuşmuştuk. Şimdi ise konumuz hem genel hem de biraz özel. Konumuz adalet, hukuk,...