Değerli dostlarım;
Bizim oralarda bir söz vardır. ‘Aynaya bakıp, lakabını başkasına takmak’ diye.
Ülkemizde siyasi gelişmeler hızla yükselirken muhalefetin bazı konularda ‘boykot çağrısı’ yapması iktidarı ve onun yandaşlarını fazlaca tedirgin etmeye başlamış ki muhalefeti ‘vatan hainliği’ ile suçlamalar, çeşitli siyasi liderlerden açıklamalar, sivil toplum kuruluşlarından tepkiler arka arkaya gelmeye; tv ve yayın organları bunun başarısız olduğunu söylemeye başladılar.
Geçmişte yaptıklarınızı şimdi başkaları yapınca zor mu geldi?
Demek boykot amacına ulaşmış ki rahatsızlık başladı.
Boykot, bireylerin veya grupların belirli bir ürün, hizmet, şirket veya ülkeden alım yapmama kararı alarak, bu durumun ekonomik ya da sosyal baskı oluşturmasını hedefleyen bir eylemdir.
Boykotun Anayasa‘ya göre suç oluşturan bir yanı yoktur.
Nitekim Turkcell hakkında boykot kararı alan Ozan Güven adlı kullanıcı, İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 500 TL tazminat ödemeye mahkum edilmişti.
Karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi (İstinaf) tarafından da onanarak kesinleşti.
Ozan Güven’in başvurusu üzerine AYM, bu tazminat kararının insan haklarına aykırı olduğuna hükmetti. 27 Eylül 2023 tarihli kararıyla bunu reddetti.. Ozan Güven’e sadece kurumsal hakaretten dolayı ceza vermişti.
Geçmişe bakacak olursak Erdoğan 2008 yılında Doğan Grubu medyasını boykot etmeye çağırmış ve bu gazeteleri evlerinize sokmayın demişti.
Erdoğan, 14 Ağustos 2018’deki açıklamasında da ABD ürünlerini boykot çağrısı yapmış ve bu ürünlerin alınmamasını söylemişti.
Yine Erdoğan, 16 Ekim 2020’de de Fransız ürünlerine boykot çağrısında bulunmuştu.
Erdoğan, 6 Ocak 2025 tarihinde “Pahalı ürün satanları dize getirecek etkili yöntemlerden biri boykottur. Fırsatçılık yapanlara karşı en büyük kozumuz, satın almama özgürlüğünü kullanmaktır.” diyerek boykot fikrini kullanmıştı.
Anayasa’nın 26. maddesi ” Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar” demektedir.
Şimdi, Cumhurbaşkanı ‘Boykot’ çağrısı yaparken ‘MİLLİ’ oluyor, vatandaş bunu yaparken Gayri- milli mi oluyor?
Ticaret Bakanı diyor ki ‘Bu boykottan zarar gören vatandaşlarımız ‘tazminat davası açabilirler’
Evet sayın Bakan, elbette açabilirsiniz ama eğer hukuka inanıyor ve “Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devletidir” diyorsanız bu cümleleriniz kasıtlı ve kışkırtıcıdır.
Hemen şunu da ifade etmeliyim ki vatandaşın bu çağrıya katılması CHP için değildir.
Vatandaş, pahalılıktan yanmıştır.
Vatandaş, özgürlüklerinin kısıtlanmasına karşı çıkmaktadır.
Vatandaş, haksızlıklara karşı gelmektedir.
Vatandaş, adaletsizliklere isyan etmektedir.
Vatandaş, iktidarın tek taraflı yönetim usullerinden bıkmıştır.
Vatandaş, millete üstten bakmanıza karşıdır.
Vatandaş, verdiği oy’un artık işe yaramasını, insan olarak yaşama haklarının olduğunu bilmenizi istediğinden bu boykota katılmıştır.
Vatandaş, kendi belediyelerinizdeki yolsuzluklara ses çıkarmamanızdan, onları sümenaltı etmenizden bıkmıştır.
Vatandaş ,sizin adalet mekanizmalarınızın iyi işlemediğinden size karşı çıkmaktadır.
Son söz:
ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR.
