21 Aralık 2024, Cumartesi

Fransa’da seçim sonrası madalyon kürsüsü boşta

Fransa'da seçimlerin ardından hem sağ hem de sol ittifaklar zafer iddiasında bulunuyor. Emmanuel Macron kimsenin kazanmadığı konusunda ısrar ediyor.

NYT’ye göre olimpiyatların yaklaşmasıyla siyasi endişe artıyor

Roger Cohen / New York Times

Parlamentonun kilitlendiği bir seçimden neredeyse bir hafta sonra ve Paris Olimpiyatları’nın başlamasına iki hafta kala, anlaşmazlık hüküm sürüyor ve kimse oylamanın bir kazananı olup olmadığı konusunda anlaşamıyor. Sol, kazandığını düşünüyor. Sağ ise, aşırı sağcı Ulusal Birlik‘in 146 sandalyesi de hesaba katılırsa, Fransa’nın kendilerini seçtiğini savunuyor. Giderek küçülen merkez ise bölünmüşlük arasında köprü kurmak istiyor ancak kimse henüz bununla ilgilenmiyor.

18 Temmuz’da, yeni Ulusal Meclis anayasal olarak ilk kez toplanmak zorunda. Meclis, derin bir güvensizlik ve ulusal huzursuzluk ortamında bir başkan seçmeye çalışacak. Geçici Başbakan Gabriel Attal’ın, geçen ay aniden aldığı seçim kararı konusunda kendisine danışmayan eski akıl hocası Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile arası pek iyi değil. En çok sandalyeyi kazanan ancak mutlak çoğunluğun çok uzağında kalan sol ittifak Yeni Halk Cephesi iktidar iddiasında. Cephe, tüm hasta boyunca başbakan adayı sunma sözü verdi ancak henüz kim olacağına karar vermedi. Bu durum özellikle ılımlı sosyalistler ile aşırı sol Boyun Eğmeyen Fransa Partisi arasındaki iç anlaşmazlığı yansıtan pek çok çıkmazdan sadece biri.

‘Macron zaferimizi çalmak istiyor’

Büyük Genel İşçi Konfederasyonu’nun genel sekreteri Sophie Binet, sol bir hükümetin kurulması için Ulusal Meclis önünde kitlesel gösteriler düzenlenmesi çağrısında bulundu. Binet bu hafta Libération gazetesinde “Macron zaferimizi çalmak istiyor” diye yazdı. Aralarında Ulusal Birlik’ten Marine Le Pen ve daha ılımlı muhafazakarların da bulunduğu sağcı milletvekilleri, herhangi bir Yeni Halk Cephesi hükümetini düşürmek için derhal oy kullanacaklarını söylediler.

Macron kabuğuna çekildi

Sol ittifak Macron’un bu hafta gönderdiği ve seçimlerle ilgili olarak “Kimse kazanmadı” dediği bir mektupla çileden çıktı. Erken seçime başvurarak ülkeyi kargaşaya sürükleyen Cumhurbaşkanı, seçimin sonucundan bu yana büyük ölçüde kabuğuna çekilmiş durumda. Macron’un cumhurbaşkanlığı döneminde birbirini izleyen hükümetlerde bakanlık yapmış olan Clément Beaune, “Macron, Yeni Halk Cephesi’nin Meclis’te birinci olduğunu söyleyebilirdi ama bir hükümetin kurulabilmesi için uzlaşmaya ihtiyaç var. Bunu yapmamayı tercih etti ve bu da solun birliğini pekiştirdi” dedi.

İki partiyi cumhuriyetle bağdaştırmıyor

Beşinci Cumhuriyet Anayasası‘na göre başbakanı cumhurbaşkanı seçer ve bu seçim için herhangi bir süre sınırlaması yoktur. Macron mektubunda açık cumhuriyetçi değerlere sahip güçler arasında sakin müzakereler çağrısında bulundu, ancak hem Jean-Luc Mélenchon‘un Boyun Eğmeyen Fransa’sını hem de Ulusal Birlik’i dışladı. Aslında Macron, 577 sandalyeli Meclis’te 200’den fazla sandalye kazanan ve kendi deyimiyle “aşırı” olan bu iki partinin cumhuriyetin işleyişiyle bağdaşmadığına karar verdi. Mélenchon “Bu, genel oy hakkı üzerindeki kraliyet vetosunun geri dönüşüdür” dedi.

Mélenchon Yeni Halk Cephesi’nin gündeminin tek bir virgülünün bile değişmeyeceğini söyledikten sonra, uzlaştırıcı esneklikten yoksun görünüyor. Müttefik milletvekilleri de dahil olmak üzere yaklaşık 190 sandalyeye sahip olan sol, 100 sandalyelik bir çoğunluğa sahip değil. Macron’un bu muammanın üstesinden nasıl geleceği belli değil.

Merkez zayıfladı, sol ve sağ güçlendi

Macron’un mektubunun daha fazla gerilim yarattığı konusunda genel bir mutabakat var. Seçim, Macron’un merkezinin çok zayıfladığı, solda ve sağda güçlenmiş bir ülke ortaya çıkardı. Macron giderek yalnızlaşan bir figür haline geldi. Görevde geçirdiği yedi yılın ardından, güçlü bir merkez parti kurmadan ve tanımlanabilir bir siyasi duruş benimsemeden yönetmeye çalışan Macron, 2017’de göreve geldiğinde modasının geçtiğini ilan ettiği sol ve sağı yeniden canlandırmayı başardı.

Olimpiyat endişesi

Eski bir sosyalist sağlık bakanı olan Marisol Touraine, “Macron, siyasi rasyonalitenin artık var olmadığı kapalı bir dünyada yaşıyor. Seçim, tam bir tıkanıklık yaratan irrasyonel bir karardı. Olimpiyatlar geliyor diye insanlar sakin kalacak mı? Bundan emin değilim” dedi. Paris, merkezdeki köprülerin çoğunun trafiğe kapatılması, bazılarında geçici metal tribünlerin kurulması, Seine Nehri boyunca ya da yakınındaki kaldırımların güvenlik için çitlerle çevrilmesi ve her yerde garip bir şekilde sessiz renklerde olimpiyat afişlerinin asılmasıyla hızla bir olimpiyat şehrine dönüşüyor. Şimdiye kadar şehrin gündeminin yaz oyunları olması gerekiyordu. Bunun yerine, çılgın bir başkanlık kumarının yol açtığı siyasi karmaşa ve ülkenin içinde bulunduğu belirsizlik konuşuluyor.

Görevden ayrılan ekonomi bakanı Bruno Le Maire, yeni hükümetin artan bütçe açığı ve ulusal borçla mücadele etmek için harcamaları kısmaması halinde Fransa’nın için mali ve ekonomik enkaza döneceği uyarısında bulundu. Mélenchon’un niyeti bu değil. Emeklilik yaşını 64’ten 60’a düşürmek istiyor ki bu da devlete çok pahalıya mal olacak. 

©️ 2024 The New York Times Company 

önce gerçek
Beğenebilirsiniz
tümü

Prof. Dr. Türköne: İnsan sağa sola savrulabilir, yanlış yerlerde durabilir, önemli olan birey olarak hata yapmamak (II)

Siyaset bilimci Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne ile röportajın ilk bölümünde Türk siyasetini ve Suriye meselesini konuşmuştuk. Şimdi ise konumuz hem genel hem de biraz özel. Konumuz adalet, hukuk,...