12 Mart 2025, Çarşamba

TÜSİAD’dan şaşırtan çıkış… Hukukun üstünlüğü vurgusu yapan TÜSİAD: Ülke olarak moralimiz bozuk, güven bunalımı yaşıyoruz

Türkiye iş dünyasının ve sermayeni en güçlü temsilcisi Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nden (TÜSİAD)’dan şaşırtıcı bir çıkış geldi. Uzun zamandır sessizliğini koruyan TÜSİAD ilk defa iktidarın başta ekonomi ve yargı başta olmak üzere birçok güncel politikalarını üst düzeyde eleştirdi.

TÜSİAD’ın 13 Şubat’ta yapılan Genel Kurulu’nda derneğin Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ve Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan konuştu. Açıklamalarda tutuklama kararlarından ihraç edilen teğmenlere, Kartaltepe yangını, İliç madeninde toprak kayması ve depremler gibi kamuoyunda ihmal şüphesiyle gündeme gelen olaylara kadar yerel ve küresel gelişmelere yer verildi.

Hukukun üstünlüğüne vurgu yapan TÜSİAD yöneticileri, enflasyonla mücadelenin maliyetine katlanmanın giderek zorlaştığını kaydetti.

Açıklamalara ilk tepki Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’tan geldi. Tunç, “Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır” dedi.

Tutuklama eleştirisi

Sözlerine “Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz” diyerek başlayan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, 6 Şubat depremlerinden bu yana yaşanan ve kamuoyunda ihmal şüphesiyle gündeme gelen toplumu sarsan gelişmeleri hatırlatarak şu tespitlerde bulundu:

“Kurallarımız vardır ama uymayan çoktur, yeterli denetim yoktur. Bu ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur… Bu sistemin nasıl düzeleceği çok net bellidir. Sistemin kendi kendini düzeltme mekanizması olmalıdır. Sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine yetkin kişiler gelmelidir.”

“Avrupa’da en fazla mahkum ve tutuklu Türkiye’de”

Siyasi olaylar açısından da son dönemdeki gelişmeleri ‘olağanüstü’ şeklinde tanımlayan Aras, muhalefet partilerine ait belediyelerdeki gözaltılar, Menajer Ayşe Barım’ın tutuklanması ve teğmenlerin TSK’dan ihracı gibi gelişmelerden de bahsetti.

Aras, “Çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz. Ayrıca tutukluluğun istisna değil kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorunun kanunlar değişse de çözülmediğini görüyoruz” diye konuştu.

Konuşmasında enflasyonun beklenen hızda olmasa da gerilemesi ve Merkez Bankası’nın rezervlerinin güçlenmesi gibi olumlu gelişmelere de dikkat çeken YİK Başkanı Aras, enflasyonla mücadelede kararlılığın sürmesi gerektiğine işaret etti.

“Kamuda tasarrufun daha etkin olmasını bekliyoruz”

Faizlerin 2025 yılında enflasyonla mücadeleye uygun olarak kontrollü şekilde düşeceği tahminini paylaşan TÜSİAD yöneticisi, enflasyonla mücadele için 2025 yılında kamuda yapılacak tasarrufun daha etkin olmasını beklediklerini söyledi. Aras, “Devletin bütçe disiplinine uyması, kamu harcamalarını kontrol etmesi ve kamuda tasarrufu arttırması şart” diye ekledi.

“Şimşek’in ekonomi programına destek veriyorsak da her şeyin yolunda olduğunu söyleyemeyiz”

TÜSİAD YK Başkanı Orhan Turan ise konuşmasında Aras’ın açıklamalarına ek olarak, “yeni yasal düzenlemelerle, kamu görevlilerinin Devlet Denetleme Kurulu(DDK) tarafından görevden alınmasının ve TMSF’nin şirketlere kayyum olarak atanmasının mümkün olduğunu” endişesini dile getirdi.

“Suç işlemek için örgüt kurmak şirket kurmaktan daha kolay”

“Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay. Kadın cinayetlerinin de çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor” diyen Turan, tüm bu sorunların arkasında, “hukuka olan güvenin sarsılması” olduğunun altını çizdi.

Aras, ekonomi politikaları konusunda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in programına destek verdiklerini ancak ekonomide her şeyin yolunda olduğunu söyleyemeyeceklerini aktardı.

TÜSİAD, enflasyonla mücadelenin hızlanması gerektiğini aksi halde stres biriktiği uyarısında bulundu.

Turan, “Enflasyonla mücadelenin hem girişimciler hem çalışanlar için maliyetine katlanmak zorlaşıyor” diyen Turan, “Sanayici çok zorlanıyor. İhracatçı kan ağlıyor. İthalatın cazibesi artıyor” ifadelerini kullandı.

İklim değişikliği ve teknolojik yenilikler olmak üzere dünyadaki değişimi “yakalayamıyoruz” diyen TÜSİAD Başkanı, “bir an önce” enflasyonla mücadelede kalıcı başarıyı sağlama çağrısı yaptı.

TÜSİAD ne öneriyor?

TÜSİAD, mevcut uygulamaları eleştirmekle yetinmeyip yeni politikalar önermek amacıyla hazırladığını söylediği “Perspektif: 2025 Dönüşüm ve Gelecek için Yol Haritası & Öneriler” adlı bir kitapçığı da kamuoyuyla paylaştı.

Ekonomik kalkınmanın iki ana yapısal reforma bağlı olduğu belirtilen kitapçıkta bunlardan ilkinin insana değer katan eğitim ve liyakat, ikincisinin ise hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı olduğu vurgulanıyor.

Aras, konuşmasında “Bu iki reformu hakkıyla gerçekleştirebilirsek diğer tüm reformlar kolaylıkla yapılabilecektir” diye konuştu.

Raporda bu önerilere ek olarak Türkiye’de gelir dağılımı eşitsizliğindeki artışa da dikkat çekiliyor.

TÜSİAD, bu eşitsizliğin temel sebepleri arasında yüksek enflasyon, sektörel dengesizlikler, kayıt dışı istihdam, dolaylı vergilerin ağırlığı, kadınların iş gücüne katılımındaki yetersizlik ve bölgesel kalkınma farkları olduğunu kayddiyor.

Adalet Bakanı Tunç: Hiçbir kuruluş, kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TÜSİAD’ın açıklamalarına tepki göstererek, “Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır” diye konuştu.

Tunç, “Ayrıcalıklı kesimlerin yön verdiği Türkiye’nin artık geride kaldığını anlamayanlar şunu bilmelidir ki, hiç kimse veya hiçbir kuruluş, kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez.” dedi.

Ali Babacan: Yetmez ama evet

TÜSİAD’dan gelen açıklamalar için “Yetmez ama evet” yorumunda bulunan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise “Türkiye’nin ekonomik büyümesi birkaç şirketin tekelinde mi olacak, yoksa tüm ülke zenginleşecek mi?” diye sordu ve şöyle devam etti:

“Hukukun işletilmediği, yargı baskısının ekonomi üzerinde bir sopa olarak kullanıldığı, yalnızca hükümet destekli firmaların güç kazandığı bir ortamda gelir adaletsizliği derinleşir, orta sınıf erir ve toplumda yalnızca küçük bir zümre refah içinde yaşar. Bu tablo sürdürülebilir değildir.”

önce gerçek
Beğenebilirsiniz
tümü

Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne: İktidarın Suriye ile ilgili verdiği son kararın ve attığı adımların çok doğru olduğu kanaatindeyim (I)

Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne duruşuyla, savunduğu değerlere karşı ödediği bedellerle hem Türk medyasında hem de Türk siyasetinde önemli bir isim. Siyaset bilimi uzmanı Türköne...