21 Aralık 2024, Cumartesi

Babasından adalet çığlığı: Millet görsün ki Rojin nasıl kış hazırlığını yapmış, kimse ‘Rojin kendine zarar verdi, intihar etti’ demesin!

Van‘da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş‘in (21) babasının adalet talebi devam ediyor. Rojin’in eşyalarını kaldığı yurttan alıp, evinin salonuna seren babası Nizamettin Kabaiş, intihar olmadığını, kızının kendisine zarar vermeyeceğini kaydetti. Kabaiş, “Bakın, ne kadar giysi almış kendine. Hazırlığını yaptı. ‘Baba Van soğuktur, kar çok yağıyor, kışlık elbiseler çok almam lazım’ demişti. Millet görsün ki Rojin nasıl kış hazırlığını yapmış. Daha bundan sonra kimse, ‘Rojin kendine zarar verdi, intihar etti’ demesin” diye konuştu.

Van’da kaldığı yurttan 27 Eylül’de çıkan ve bir daha haber alınamayan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş’in cansız bedeni, 15 Ekim’de kırsal Mollakasım Mahallesi’nde bulundu. Otopsi incelemesinde üniversite öğrencisi genç kızın ölüm nedeninin suda boğulma olduğu belirtildi. Rojin’in ölümü ile ilgili soruşturma sürerken, baba Nizamettin Kabaiş, kızına ait eşyaları yurttan alıp, evine getiren Nizamettin Kabaiş, salona serdiği eşyaları görüntüleyip, Rojin’in kendisine zarar vermeyeceğini söyledi.

Kızım kış hazırlığı yaptı

Kızının kış hazırlığı yaptığını belirten Kabaiş, “Bakın, ne kadar giysi almış kendine. Hazırlığını yaptı. ‘Baba Van soğuktur, kar çok yağıyor, kışlık elbiseler çok almam lazım’ demişti. Ben de ‘Kızım ne lazımsa git al’ dedim. Daha çoğu kıyafetleri de videoya almadım. Çünkü bayan elbisesidir. Bir kısmını çektim. Millet görsün ki Rojin nasıl kış hazırlığını yapmış. Daha bundan sonra kimse, ‘Rojin kendine zarar verdi, intihar etti’ demesin. Biz hepsini güzelce katlamıştık, bu valize doldurmuştuk. Onlar da bu şekilde katlamadan hepsini öyle saman gibi toplamışlar, bu valize doldurmuşlar. Valize de sığmamış, iki tane de çöp poşetine doldurmuşlar” dedi.

17 saat sonra haber verdiler

Kabaiş, “Rojin’in günahını alan insanlar görsün. Yurt ve üniversite, kızıma sahip çıkmadılar. Eğer sahip çıksaydılar, bugün Rojin hayattaydı. Çünkü sahile doğru giderken 3-4 kameraya takılmışlar, son 2 kamera da yok. Oda arkadaşıyla konuşuyor, oda arkadaşına diyor ki ‘Sahile doğru gel, şarjımı getir.’ Ama ne olduysa üniversitenin içinde oldu. O kameralara takılırken, orda, karanlıkta başına ne geldi? O telin orda onu götürdüler, kameraları oynatmışlar. Son kamera siyah beyazdır. Sürekli onlara diyorum, siz niye kameraları oynattınız?

Neyi ayarlıyorsunuz, ne için öyle oldu? 17 saat sonra bize haber veriyorlar. 1 gece boyunca kızım gitmemiş. Öbür gün öğleye doğru telefon açıyorlar. Bana sordular; dediler ki belki bir akrabanızın evine gitmiş, ben ‘Hayır gitmemiş, gitseydi bize haber verirdi’ dedim. Aynı zamanda karakola da haber vermemişler. Eğer erken karakola haber verseydiler, belki gece Rojin’i görebilirlerdi. Zaten Rojin’de telefon vardır. Saat 11 oldu; 12’de Rojin’i arasalar, belki bulurlardı. Bugün belki Rojin hayattaydı, sahip çıkmadılar. Ve şimdi de diyorlar ki ‘Rojin kendine zarar vermiş, suya gitmiş, intihar etmiş.

‘Hayır, kesinlikle öyle değil. Elinizi vicdanınıza koyun. Siz sahip çıkmadınız ve sonra da Rojin’in günahını alıyorsunuz. Rojin, öbür dünyada sizin yakanızı tutacak. Sizin kurtuluşunuz yoktur. Bu dünyada yalanlar ile başarılı çıksanız, ama öbür dünyada ne yapacaksınız? Rojin karşınızda duracak, yakanızı tutacak. Sorumlulardan davacı olacağım. Siz benim kızımı kaybettiniz, sizin yüzünüzden benim kızım böyle oldu, bu hale geldi” diye konuştu.

Kabaiş, “Kızımı darbettiler, götürdüler Molla Kasım’a bıraktılar. 18 gün boyunca suda kalması mümkün değil. O 18 gün boyunca suda olsaydı, bedeni olsa, şişme olsa, bunlar hepsi delildir, ortada görünecekti. Görüyoruz, bakıyoruz darp izleri vardır. Yüzlerce defa söylüyoruz, ‘Bakın, darp izi vardır’ diye. 18 gün boyunca 24 kilometre ötede çıktı. Şimdi ne diyeceğim ne söyleyeceğim; haykırıyorum, yalvarıyorum, isyandayım.

Rojin’e zarar veren insanlar vardır. Rojin’i katlettiler. Manzarayı görün, bakın buraya. Ne kadar da çocuk kendine hazırlık yapmış, her şeyini almış, kışlık eşya almış. 2 gün de derslere girmiş. Bakın, burada ders programı var. Defterleri, kitapları. Hani önce diyorlardı ya ‘Sait Faik’in kitabını okumuş’ diye. O kitap da ortalıkta yok” diye konuştu.

önce gerçek
Beğenebilirsiniz
tümü

Nihal Olçok: Gördüğüm kadarıyla bir devlet projesiydi bu, herkes muradına erdi (I)

(1. BÖLÜM) Bugün 15 Temmuz… Türkiye’nin tarihinde eşi olmayan karanlıkta bir gün. O günden geride, soru işaretleriyle bir anne kaldı, 16 Temmuz’a geçemeyen, hep 15 Temmuz’da...