21 Aralık 2024, Cumartesi

İki yıl önce ‘intihar’ diye kayıtlara geçmişti, ailenin ısrarı gerçeği ortaya çıkardı: Genç kadın cinayete kurban gitmiş

İzmir’in Bornova ilçesinde, 2 yıl önce banyoda havlupana asılmış halde bulunan 33 yaşındaki Duygu Bölükbaş‘ın cinayete kurban gittiği ortaya çıktı. Genç kadının, birlikte yaşadığı erkek arkadaşı E.T. tarafından öldürüldüğü tespit edildi. Olay intihar olarak kayıtlara geçmiş, ancak ailesinin ısrarlı araştırmaları sayesinde cinayet gerçeğine ulaşıldı. Duygu’nun annesi ve avukatının adalet arayışı sonucu E.T. tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İzmir’in Bornova ilçesinde, 2 yıl önce banyoda havlupana asılmış biçimde ölü bulunan 33 yaşındaki Duygu Bölükbaş’ın, birlikte yaşadığı erkek tarafından öldürüldüğü ve cinayete intihar süsü verilerek gizlenmeye çalışıldığı belirlendi. Cinayet şüphelisi, yaşanan olaydan 2 sene sonra tutuklanarak cezaevine konulurken, intihar süsü vermek için yaptığı kan dondurucu planlar da su yüzüne çıktı. Gözyaşlarına boğulan ve olayın peşini avukatıyla bırakmayan anne Nuriye Bölükbaş, “Çok zor süreçlerden geçtim; ama inandım. Kızımı çok iyi tanıdığım için böyle bir şey yapmayacağına kesinlikle emindim. Benim çabam; adaletin yerini bulması, canilerin elini kolunu sallayarak ocaklara ateş düşürmesinler. Ben yanıyorum, yaşamıyorum, Kızımla ben öldüm” diye konuştu.

Cinayet, 3 Kasım 2022 tarihinde, Bornova ilçesinde bulunan lüks bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre tekstil firmasında müdür olarak çalışan Duygu Bölükbaş (33), erkek arkadaşı E.T. (28) ile aynı evde yaşıyordu. Genç kadın, 2 yıl önce evinin banyosunda havlupana asılı vaziyette ölü olarak bulundu.

Cani planı yeğen ile hala uygulamış

Duygu Bölükbaş’ın erkek arkadaşı E.T. ve halası S.T. polise verdiği ilk ifadede, genç kadını banyoda ölü halde bulduklarını anlattılar. Genç kadının erkek arkadaşı yine aynı ifadesinde, Duygu’nun intihara meyilli olduğunu, yaşadıkları tartışmanın ardından banyoya girdiğini, çıkmayınca da halası S.T.’ye kontrol etmesini istediğini ve ardından Duygu Bölükbaş’ın cansız bedenini bulduklarını iddia etti. Konu daha sonrada fazla araştırılmadan “intihar” olarak kayıtlara geçti.

Ailenin şüphesi cani oyunu bozdu: Çarşafta düğüm yok, tırnaklarında DNA çıktı

Duygu Bölükbaş’ın ailesi ise kızlarının intihar ettiğine asla inanmadı. Ailesinin ifadesi ve şüphesi üzerine geniş çaplı inceleme başlatıldı. Aile ve avukatın yeni deliller bulması üzerine savcılık keşif kararı verdi.

Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğinin keşif çalışmalarında, Duygu Bölükbaş’ın havluyla kendisini asmasının mümkün olmadığını, havlupanın bulunduğu duvar ile bu duvara bitişik yaklaşık 1 metre yüksekliğinde banyo tezgahı olduğunu, Bölükbaş’ın kendisini asması için yeterli yüksekliğin bulunmadığı tespit edildi.

Öte yandan Duygu Bölükbaş’ın tırnaklarında, E.T.’ye ait DNA örnekleri çıktı. Bu durum boğuşmanın delili olarak kayda geçti. Asıldığı iddia edilen çarşafta da boğulmaya elverişli bir düğüme rastlanmadı.

Görüntüler ortaya çıktı: Bıçakla tehdit etmiş, temizlik kovası istemiş

Öte yandan, olay gecesi genç kadın ve sevgilisi E.T.’nin sitede tartıştığı, sevgilisinin genç kadını bıçakla tehdit ettiği, genç kadının korkudan ellerini başına doğru kapattığı görüntüler ortaya çıktı. Banyoda kan izinin bile bulunmadığı olayda yine şüpheli E.T.’nin, aşağıdan temizlik kovası da aldığı kameralarca kaydedildi.

Yapılan çalışmalarda, E.T.’nin Duygu Bölükbaş ile yaşadığı tartışmanın ardından kadını sert bir cisimle kafasından yaraladığı, devamında da bir cisim ile Bölükbaş’ın boğazını sıkarak öldürdüğü soruşturmanın iddianamesinde yer aldı. Cinayet şüphelisi E.T., yapılan çalışmaların ve iddianamenin hazırlanmasının ardından 22 Mart 2024 günü çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandı.

Anne gözyaşlarına boğuldu: “Adalet istiyorum”

İzmir Adliyesi önünde açıklamalarda bulunan anne Nuriye Bölükbaş da, gözyaşlarına boğularak, “adalet istiyorum” dedi.

Anne Bölükbaş, şunları söyledi: “Bunun mücadelesi kolay olmadı bir anne olarak. Çok zor süreçlerden geçtim; ama inandım. Kızımı çok iyi tanıdığım için böyle bir şey yapmayacağına kesinlikle emindim. Bundan dolayı da ne yapmam gerekiyorsa uğraştım. Çabalarımın sonucunu aldığımı düşünüyorum. Benim çabam adaletin yerini bulması, canilerin elini kolunu sallayarak ocaklara ateş düşürmesinler. Ben yanıyorum, yaşamıyorum, kızımla ben öldüm. Başka annelerin de ölmesini istemiyorum. Türkiye’nin kanayan yarası. Ne olur caniler elini kolunu sallayarak gezip de benim düştüğüm duruma başka bir anneyi düşürmesin. Yaşamıyoruz; yani bir evlat kolay büyütülmüyor. İki senedir uğraşmaktan çok yoruldum. Şahsın bize tehdit mesajları, kızımı yalnızlaştırmaya çalışması, aileyle küstürmesi, etrafa küstürülmesi, kızımı öldürmekle tehdit etti. Bu savcılıkta da zaten var, mesajlarda var. 13 yaşındaki çocuğun bedelini, annesizliğin bedelini kim ödeyecek. Anne olarak soruyorum kolay mı annesizlik? Yani bir çocuk annesiz kaldı. Şahıs benim kızım öldükten sonra çok geçmeden hayatına birini daha alıp bir kurban daha seçti. Tekrar cezasını almadığı zaman, aynı kurbanlar tekrar tekrar; Duygu olacak, Ayşeler olacak, Fatmalar olacak, bitmeyecek yani. Bundan dolayı adalet yerini bulsun, hak ettiği cezayı alsın. Benim çabam bu. Benim yandığım gibi bir başka anneler de yanmasın. Kimseden korkmuyorum. Yaşadığım sürece de asla bu olayın bu peşini bırakmayacağım.”

önce gerçek
Beğenebilirsiniz
tümü

Nihal Olçok: Gördüğüm kadarıyla bir devlet projesiydi bu, herkes muradına erdi (I)

(1. BÖLÜM) Bugün 15 Temmuz… Türkiye’nin tarihinde eşi olmayan karanlıkta bir gün. O günden geride, soru işaretleriyle bir anne kaldı, 16 Temmuz’a geçemeyen, hep 15 Temmuz’da...