Değerli dostlarım;
Emperyalistlerin oyunu tıkır tıkır işlemeye devam ediyor.
İsrail önce Gazze’de soykırım yaptı, batı demokrasileri ses çıkarmadı; Sonra Hizbullahı yok etti, kimse kımıldamadı, daha sonra Lübnan’ı bombaları onları istediği gibi bir zemine çektirdi.
Şimdi İsrail yıkılmış Suriye’yi fırsat bilerek Birleşmiş Milletler’in kararına rağmen Suriye’nin Golan Tepelerini işgal etti. 100 kadar Suriye hedeflerini askeri alanları ve savunma güçlerini yok etti.
Suriye’de rejim çeşitli grupların ortak hareketiyle çöktü. Artık Suriye diye bir devletin fiilen olmadığı ortaya çıktı.
Şimdi Emperyalistler Suriye’yi bölüşmenin derdinde. İçeride rejimin düşmesi için savaşan silahlı gruplar acaba bir araya gelerek yeniden bir ülke kurabilecekler mi belli değil. Büyük bir ihtimalle ABD hangi grubu destekler ise onlar başarılı olacak diğerlerini yok etmeye çalışacaklardır.
Suriye’deki bu belirsizlik 910 Km sınır komşusu olan bizi ne kadar ilgilendiriyor?
Elbette ki Suriye’deki iktidar boşluğundan buradaki gruplar yararlanacaklar. Şu anda görünen Hey’etu Tahrîri’ş-Şâm veya Şam Kurtuluş Heyeti, kısaca HTŞ, Suriye İç Savaşı’na katılan aktif bir selefi cihad örgütüdür. Lideri ise Ebu Muhammed el-Cevlani. ABD de bu örgütle irtibat kurmaktadır.
Örgütün şu anki lideri her ne kadar ılımlı mesajlar yayınlamış olsa da geçmişteki eylemleri hatırlanırsa pek de hayırlı bir kişi olmadığı bilinmektedir
Ancak Türkiye için önemli olan Suriye’de yaşayan 3,5 milyon Türkmenlerin ne olacakları?
Yeni kurulacak Suriye Devletinde hangi etkinlikte olacakları da bizim bu masadaki gücümüze ve onların arkasında bulunmamıza bağlı olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Her ne kadar Cumhurbaşkanımız ‘Hiç kimsenin bir karış toprağında gözümüz yoktur’ diyorsa da en azından oradaki Türkmenlerin haklarının da kaybolmaması gerektiği ‘konusunda bir cümle söyleyebilirdi ama maalesef bunu da söyleyemedi.
Diğer taraftan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bize ne kadar yardımcı olacak ve PKK/PYD güçlerine karşı duracak ? Bunun da iyi hesap edilmesi gerekir.
Hatırlanacağı üzeri bundan birkaç ay önce bu güçlerin içerisinde bulunan bir grubun Türk Bayrağını yaktıklarını biliyoruz. Ayrıca bugüne kadar ÖSO’ya yaptığımız yardımların ve verdiğimiz paraları bir kenara bırakırsak ya bundan fazlasını ABD verirse bu silahların bize çevrilmeyeceğini nasıl garanti edebiliriz?
Bir diğer konu da Suriye’de var olan PKK/PYD güçlerinin durumu. NATO ülkesi ve ABD ile müttefik olmamıza rağmen bizim hemen sınırımızın dibinde PKK/PYD militanlarının ABD tarafından silahlandırılması ve eğitilmeleri bizim geleceğimiz için en önemli tehditlerden birisi olduğunu gözden uzak tutmamamız gerekmez mi?
Görünen o ki artık Suriye denkleminde Rusya ve İran olmayacak.
Peki biz ne kadar olacağız?
Bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücü ve kararlılığı,siyasi duruşu ve siyasi becerikliği bunu ortaya koyacaktır..
Suriye’de sular uzun süre durulmayacaktır. Umarım bizdeki mültecilerin ve kaçakların ülkelerine dönmelerini beklerken yeni bir mülteci akınıyla karşı karşıya gelmeyiz.
Üç gündür iktidara yakın tv’ler ve basın-yayın organları öyle bir yayın hamlesi yapıyor ki sanki 13 yılda ülkemize gelmiş bütün Suriyeliler ülkelerine dönüyormuş havası vermeye ve bu olaydan siyasi rant elde etmeye çalışıyorlar. Oysa ki Cilvegözü sınır kapısından bugüne kadar çıkanların ortalaması 2.500 kişiymiş (tv.haberi)
Unutmayın beyler beklentilerinizi ne kadar yükseltirseniz bu beklentiler oluşmadığında hayal kırıklığınız daha çok olur.