Yenidoğan Çetesi’ne ilişkin davada beşinci oturum yapılıyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 22’si tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın bugünkü oturumu örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen 112 Servis çalışanı Gıyasettin Mert Özdemir’in itiraflarıyla başladı. Sanık ambulans şoförü, kendini doktor olarak tanıttığını, bazı hastanelerle anlaşma yaptığını ve maaş aldığını kabul etti. Telefon tapelerini doğrulayan Özdemir, erişkin yoğun bakıma da hasta sevk ettiğini, hastalardan para aldığını tek tek anlattı. Özdemir’e iddianamede yer alan tapelerde geçen, “Taburcu süresi düşerse kazancımız düşer.” ve “Parasını alamadığımız hastayı neden tutuyoruz?” ifadeleri sorulduğunda “Gereksiz ve işgüzarca bir konuşmaydı.” diye cevap verdi.
Bakırköy Adliyesi’nde konferans salonunda yapıla beşinci oturum örgüt yöneticileri arasında gösterilen 112 Acil çalışanı Gıyasettin Özdemir’in savunmasıyla başladı. Hakkındaki suçlamaları reddeden Özdemir, “Hasta yönlendirmesi yaptığım için para kazandığımı söylemek istiyorum.” Savunması yaptı. Tıp merkezlerindeki hastaların, yoğun bakım servisine sevkinin 5-6 saat sürdüğünü iddia eden Özdemir, “Bu merkezler hastaları hızla sevk etmek istediğinde benim gibi sevke aracılık yapan insanlara ulaşmaktadır.” diye itiraf niteliğinde konuştu.
Hastaneler iletişime geçiyormuş
“Hastaneler benim gibi hasta yönlendirme işlerini yapan insanlarla iletişime geçmektedir” diyen tutuklu sanık Özdemir, hastanelerin ona ulaştığını, kendisinin de yoğun bakımlarda yer bulduğunu belirtti.
112 Acil servis çalışanının eşi çete liderinin çalışanı
Sanık ambulans şoförü Özdemir, eşinin Fırat Sarı’nın sahip olduğu Medisense isimli şirkette SGK kaydı olduğunu da söyledi. Eşinin patronunun, Fırat Sarı’nın eşi olduğunu ifade eden Özdemir, söz konusu şirketin güzellik sektöründe faaliyet gösterdiğini anlattı. Yalnızca Fırat Sarı’nın olduğu değil, diğer hastanelere de sevk yaptığını dile getiren Özdemir, 112 Acil çalışanı olmasından dolayı hakkında algı operasyonu yapıldığını öne sürerek, yenidoğan çetesi soruşturmasını yürüten savcıyı suçladı.
Yaptığı tüm sevklerin sisteme uygun olduğunu da savunan Özdemir, yalnızca yenidoğan değil, başka birimlere de sevk yaptığını anlattı.
“Sevk için özel hastanelerden para aldım”
Sanık Özdemir, soruşturma kapsamında kapatılan hastanelerden Birinci Hastanesi, Bağcılar Şafak Hastanesi’nden hasta sevki karşılığında para aldığını, Bağcılar Medilife Hastanesi’ne hasta yönlendirmesi yaptığını söyledi. Özdemir, anlaşmaları hastane yönetimleriyle yaptığını anlattı.
Özdemir’in savunmasında iddianameye giren telefon görüşmeleri de gündeme geldi. Mahkeme başkanı, sanığa “112’ye bildirtmeyeceğim, hakkımızdan oluruz.” sözünü sorulan Özdemir kendini şöyle savundu:
“Bildirtmeyeceğim desem de bildirilmediğini anlatıyorum. Hakkımızdan oluruz kısmı, 112’ye bildirildiği zaman ‘yönetimi açısından değişiklik olmayacaktır’ demek istiyorum.”
Soruşturma savcısını suçladı
Özdemir savunmasında sık sık, iddianameyi hazırlayan savcı Yavuz Engin’i hedef alması üzerine buna tepki gösteren mahkeme başkanı, “Bebek ölümünü araştırmak art niyet mi?” dedi. Özdemir, savunmasında 112 Acil çalışanı olduğu için adının duyulmasından endişe ettiğini de belirtti.
İddianamede geçen ve kendisini “Dr. Ahmet” olarak tanıttığı telefon görüşmeleri de sorulan Özdemir, tapelerin tamamını kabul etti. Sanık Özdemir, Fırat Sarı’dan aldığı 60 bin liranın maaş olduğunu, hasta başı da biner lira aldığını kaydetti. Özdemir savunması sırasında örgüt lideri olarak geçen Fırat Sarı ile hep görüştüklerini belirterek, “Yoğun bakım işletmesi yapıyor. Her özel hastane yoğun bakımın dolu olmasını ister.” diye konuştu.
Mahkeme başkanı, Özdemir’e “‘Çam Sakura’da doğumlar azalmış’ diyorsun. Nereden biliyorsun?” sorusuna Özdemir, “Belki tanıdığım kadın doğum doktoru vardır, oradan biliyorumdur.” cevabını verdi.
10 bebeğin ölümüyle suçlandığını anımsatan Gıyasettin Özdemir, yalnızca Kaya bebeğin ölümüyle ilgili savunma yapabileceğini belirterek, diğer bebek ölümleriyle ilgisi olmadığını savundu.