Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriyeli mevkidaşı Esad Hasan Şeybani ile ortak basın açıklaması düzenledi. Bakan Fidan, Suriye‘nin kuzeyindeki terör örgütü YPG’nin sisteme entegre olmak istemediğinin altını çizdi. Suriye’deki karanlık tablonun en büyük aktörlerinden birinin İsrail olduğunu ifade eden Fidan, “Suriye’deki yeni yönetimin halka hizmet, devlet kurumlarını ayağa kaldırma ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü, egemenliğini sağlamak için ortaya koyduğu çalışmayı hep beraber desteklemeyi sürdürmeliyiz” dedi.
Bakan Fidan, Suriye Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra ve Suriye İstihbarat Başkanı Hüseyin Salameh’in de basın toplantısında hazır olduğunu bildirdi.
Suriyeli mevkidaşı ve heyetini ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu söyleyen Bakan Fidan, basın açıklamasında şöyle konuştu:
“Suriye’de yeni bir sayfa açıldı. Yıllardır devam eden kaos ve gözyaşı durdu ve bütün Suriyeliler için, bölge için umut kapısı açıldı. Suriyeliler belli bir tempoyla vatanlarına dönmeye başladılar. Yaptırımlar kalkmaya başladı. Suriye’deki kardeşlerimiz hem bölgedeki devletlerle hem uluslararası aktörlerle ilişki geliştirmeye başladı. Bazı aktörlerin belli eylemleri hayata geçirdiğini görüyoruz. Lazkiye’de başlayan olaylar, YPG’nin bir türlü sisteme entegre olmak istememesi, burada bir meydan okuma var. Bizlere düşen bu meydan okumayı iyi tanımlayıp ona göre önlem almak.
“Karanlık tablonun en büyük aktörü İsrail”
Süveyda olaylarından sonra Amman’da düzenlenen toplantılar serisini destekledik. Kabilelerin bir araya gelerek bu sorunu barışçıl şekilde çözme arayışını olumlu bulduk. Bu karanlık tablonun en büyük aktörlerinden biri İsrail. Suriye’de karışıklığın çıkması ve kaotik bir ortam olması İsrail’in kendi ulusal güvenlik parametreleri için bir öncelik haline gelmiş gibi gözüküyor. Attıkları adımlar sadece işgal ettikleri ülkeleri etkilemiyor, sınırı olan diğer ülkeleri de etkiliyor. Burada ortaya çıkması mümkün krizlerin önceden analizini yapıp, daha sonra ikazını yapıyoruz. Suriye’nin birliğini, bütünlüğünü bozucu tavırların müsamaha görmemesi gerekiyor. Dışarıdan olumsuz bir müdahale olmadığı sürece bölgesel işbirliğinin Suriye’deki yaraları sarma potansiyeli olduğunu da geçtiğimiz aylarda gördük. (İsrail) ‘Biz bir kriz yaratalım, problem alanı oluşturalım’ dediler. Bunun neticesinde ortaya çıkan karışıklıklar var. Lazkiye’deki olaylar ve YPG‘nin istikrarsızlaştırma hareketleri devam etmişti ama sağ olsun kardeşlerimiz kendilerini eşit hissedecek bir Suriye’yi hayata geçirmenin vizyonu içindeler. Dürzilerin canları, malları korunmalı. Biz Türkiye olarak telkinlerimizi, tavsiyelerimizi yapıyoruz. Kardeşlerimizin de duruşu o yönde.
“Bölgedeki her aktör bizim gibi yapıcı niyet taşımıyor. Oyun bozanlar var”
Suriye’deki kardeşlerimizin bu olumlu ve pozitif ajandayla ilerleyebilmesi için karışıklığın olmadığı bir sürece ihtiyaç var. Bölgedeki her aktör bizim gibi yapıcı niyet taşımıyor. Oyun bozanlar var ve bunların başında da İsrail yönetiminin uyguladığı politikalar geliyor. Suriye’deki yeni yönetimin halka hizmet için devlet kurumlarını ayağa kaldırmak için ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak için yürüttüğü çalışmaları hep beraber desteklemeliyiz. Suriye’nin toprak bütünlüğü ile halkın bütün kesimlerinin can ve mal güvenliği fevkalade önemli.
“YPG’ye çağrım…”
Yeni dönemde YPG/SDG tarafından çok fazla açıklama yapıldığını görüyoruz. Ortaya ’10 Mart mutabakatını bu şekilde anlamıyoruz. Türkiye’de yürüyen süreç de bizi hiç ilgilendirmiyor’ şeklinde bir tablo çıkıyor. Peki sizi ne ilgilendiriyor? Bölgedeki Kürt kardeşlerimizi İsrail’in maşası yapmak mı ilgilendiriyor? Bu noktada artık tolere etmekte zorlandığımız gelişmeleri görmeye başlıyoruz. Örgüt üyelerinin 10 Mart’tan sonra, Suriye’yi terk etmediğini görüyoruz. Faydayı maksimize etmek için bir bekleyiş içinde olduklarını görüyoruz. Görmediğimizi zannetmesinler. YPG’ye çağrım; dünyanın dört bir yanından topladıkları teröristlerle Türkiye ve bölge için tehdit olmaktan çıkarsınlar kendilerini bir an önce.
“Biz bu konuda, aldatılan tarafta da olmayacağız”
Biz her zaman için büyük ve stratejik resme baktık. YPG’nin ve yönetim kadrolarının da artık zamana oynama politikasını bırakması lazım. Yol yakınken Kürt kardeşlerimizi daha fazla riske atmaktan, onların geleceklerini ipotek altına almaktan ve rehin almaktan çıkmaları lazım. Türkiye’de yeni bir ruh var, olumlu bir süreç var, bunlardan istifade etmek lazım. Sizin orada ortaya koyduğunuz küçük kurnazlıkları görmüyor değiliz. Sizi tekrar buradan uyarıyorum ve halihazırda durduğunuz yeri artık değiştirmeye davet ediyorum. Suriye’yi nasıl beraber tekrar inşa edeceğinizi düşünün, önemli olan bu. Türkiye’nin güvenlik taleplerinin tatmin edilmediği bir ortamda bizim burada rahat durma şansımız da yok. Cumhurbaşkanımız da bunu ifade ettiler. Bizim bir numaralı refleksimiz her zaman iyi niyet ve yapıcı bir yaklaşım. Ama biz, bu konuda aldatılan tarafta da olmayacağız. Bunun altını çizmek istiyorum.”
Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani: Dürziler Suriye toplumunun bir parçasıdır
Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani ise basın açıklamasında, İsrail’in düzenlediği saldırıların Suriye halkının güvenliğini tehlikeye attığını belirtti ve istikrardan yana olduklarını vurguladı.
Şeybani, açıklamasında “Önceki yıllardaki gibi İsrail’in tekrar eden tehditleri Suriye’nin egemenliğine göz koymuştur. Vatandaşlarımızın güvenliğini tehlikeye sokuyor. Suriye’de mezhepsel çatışmalar çıkarılmaya çalışılıyor. Biz, istikrardan yanayız” ifadelerini kullandı.
İsrail’in Dürziler hakkındaki iddialarını yalanlayan Şeybani, “Dürziler Suriye toplumunun bir parçasıdır ve onları hiçbir şekilde dışlamak gibi bir niyet bulunmuyor, bunu İsrail öne sürmektedir” dedi.