Kalp rahatsızlığı geçirerek hayatını kaybeden eski TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in yerine geçecek isim belli oldu. DEM Parti Mardin Milletvekili Mithat Sancar, heyetin yeni üyesi oldu. Sancar’ı PKK lideri Abdullah Öcalan’ın istediği iddia edildi.
Sırrı Süreyya Önder’in vefatının ardından İmralı heyetine kimin dahil olacağı merak ediliyordu. T24’ten Ceren Bayar’ın haberine göre DEM Parti Mardin Milletvekili Mithat Sancar, İmralı heyetinin yeni üyesi oldu. DEM Parti yetkilileri yürüttükleri müzakereler sonucunda Mardin Milletvekili ve önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın heyete dahil olmasına karar verdi.
İddia: Öcalan bizzat istedi
Medyascope’un iddiasına göre ise heyete Mithat Sancar’ın dahil olmasının bizzat Abdullah Öcalan’ın istemiş. Medyascope’un kaynakları, Öcalan’ın nisan ayında İmralı heyeti ile yaptığı görüşme ve basına sızan notlarında da “Sırrı Süreyya Önder’in sağlığına kavuşamaması halinde Mithat Hoca ile çalışmaya niyetimiz var” dediğini belirtti.
İmralı heyetinde ilk olarak DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder vardı. Daha sonra Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Özgür Erol da daha sonra heyete dahil olmuştu.
Öcalan ile en son görüşme 18 Mayıs’ta yapılmıştı
Pervin Buldan ve Özgür Erol, son olarak 18 Mayıs Pazar günü PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için İmralı Adası’na gitmişti. Görüşmenin ardından Abdullah Öcalan’ın yazılı mesajı yayımlandı. Öcalan mesajında, yeni bir toplumsal sözleşme vurgusu yaparken “Yaptığımız şeyler büyük bir paradigma değişikliğini ifade ediyor” dedi.
Hayatını kaybeden DEM Partili TBMM Başkanvekili ve İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya Önder’i anan Öcalan, PKK’nin fesih kararını destekleyen sosyalist düşünürler Alain Badiou ve Slavoj Žižek’e de teşekkür etti.
Öcalan’ın mesajı şu şekilde:
“Sırrı Süreyya Önder ile son bir defa konuşmamak içimde ukde kaldı. Değerli bir anısı var. Yaşatmak lazım. Türkiye için bilge bir kişiydi. Onun boşluğunu hissettirmeyeceğiz.
Kardeşlik hukuku üzerinde bir yeni sözleşmeye ihtiyaç var. Yaptığımız şeyler büyük bir paradigma değişikliğini ifade ediyor. Türk-Kürt ilişkisinin mahiyeti bambaşkadır, bozulan şey kardeş ilişkisidir. Kardeşler kavga eder ama biri diğerisiz olmaz. Bu ilişkiyi bozan tuzakları, mayınları tek tek temizliyoruz, bozulan yolları, köprüleri onarıyoruz.
Heyetimiz aracılığıyla bana ve geliştirdiğimiz barış ve kardeşlik sürecine dair mesaj ve dayanışma dileklerini, mektuplarını ileten aydınlara Alain Badiou ve Slavoj Žižek şahsında teşekkürlerimi iletiyorum. Ortak enternasyonal ve sosyalist çalışmalarda buluşmayı diliyorum.”