17 Mart 2025, Pazartesi

Ekrem İmamoğlu, Diyarbakır’dan seslendi: Kürt sorunu, TBMM zemininde çözülmelidir

CHP’nin Cumhurbaşkanı aday adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Mart Pazar günü yapılacak ön seçim çalışmaları kapsamında Diyarbakır’a gitti. Diyarbakır’daki destekçileri ile bir araya gelen İmamoğlu, “Kürtler ‘bizim sorunumuz var’ dediği müddetçe ortada bir Kürt sorunu vardır. Bu sorun, diyalogla, şeffaflıkla ve mutlaka her kesimi dinleyerek şehit ve gazi yakınları başta olmak üzere tüm kesimlerin gönül rızasıyla, özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi zemininde çözülmelidir” diye konuştu. 

Kürtlerin Newroz bayramını ‘Newroz piroz be’ diyerek kutlayan İmamoğlu, destek için Amedspor kaşkolu taktı. 

CHP’nin ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir’den başlattığı seçim çalışmaları kapsamında, bugün Diyarbakır’daydı. İzmir, Kayseri, Ankara ve Trabzon ziyaretleri sonrası Diyarbakır’a ulaşan Ekrem İmamoğlu burada güncel konulara dair konuştu. İmamoğlu, “Kadife eldiven içinde demir yumruk’ bu memleket için en büyük tehlikedir. Buna fırsat vermeyeceğiz” dedi. 

İmamoğlu’nun Diyarbakır’da yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

“Kürtler ‘bizim sorunumuz var’ dediği müddetçe ortada bir Kürt sorunu vardır. Bu sorun, diyalogla, şeffaflıkla ve mutlaka her kesimi dinleyerek şehit ve gazi yakınları başta olmak üzere tüm kesimlerin gönül rızasıyla, özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi zemininde çözülmelidir. Ancak biz bunları söylerken çoğu zaman taraflardan ağır eleştiriler de alıyoruz. En ağır saldırıların muhatabı da oluyoruz. Toz zerresi kadar hak etmediğimiz halde terörist yaftası yiyoruz. Ama biz doğru bildiğimizden asla dönmeyiz. Doğru bildiğimizi söylemekten bir adım geri durmadık, durmayacağız.

“Yuh olsun bu karara”

Hakkımızda davalar açılıyor. Örneğin, Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer, kayyum atandı görevinden alındı. Ovacık Belediye Başkanımız Mustafa Sarıgül aynı şekilde uyduruk sebeplerle görevden alındı. Neymiş? Teröre destek olmakla suçlanıyor, görevden alınıyor, hapse atılıyor. Yuh olsun bu karara!

Türkiye’mizde en büyük Kürt nüfusunun yaşadığı şehir olan İstanbul’da 2019’dan bu yana İstanbul ittifakı dediğimiz Allah’ın izniyle Türkiye ittifakı diyeceğimiz bir sandık ittifakı yaptığımız için, diğer yurttaşlarımız gibi eşit ve onurlu vatandaşlar olarak gördüğümüz Kürt hemşehrilerimin de belediye meclislerinde temsil edilebilmesini sağladığımız için belediye yöneticilerimiz, belediye başkanlarımız, meclis üyelerimiz tutuklanıyor. Bizde göreve başlayana kadar evine, işine giden insanlar. Olacak iş değil.

“Saraylardan kimlerin arandığı bizim de kulaklarımıza geliyor”

İktidar, bu gidişi çok iyi gördüğü için yargı eliyle partimize ve bana karşı daha kapsamlı ve geniş açıdan aceleci bir saldırıya geçti. Üşüştüler, saldırıyorlar. Ben birden bire, hakkında 25 yıl cezası, 5 kez de siyasetten yasaklanma talep edilen bir siyasetçiye döndüm. Nasıl saldırıyorlar. Sezgin Tanrıkulu vekilimiz ifade etti, 35 yıllık diplomamı geçersiz ilan etmek üzere kimileri adeta seferberlik ilan ettiler. Saraylardan kimlerin arandığı bizim de kulaklarımıza geliyor. Belediyemizin hepsi iktidarın kontrolündeki kurumlar tarafından binden fazla denetlenmiş, şeffaf ihaleleri birden bir suç örgütünün faaliyetiymiş gibi gösterilmeye, onun altyapısı yapılmaya başlandı. Bu kurumsal vesayet hakkının, haksız ve gayrimeşru kullanımıdır. Ve açık söyleyeyim, bu yargı eliyle siyaset mühendisliğidir, siyasete müdahaledir.

Ahmet Arif’ten şiirle cevap verdi

Bütün dertleri, benim Erdoğan’ın karşısında seçime girmemi engellemek. Çünkü korkuyorlar, korkusunlar. Daha önce seçimlerde İstanbul’da başlarına geleni gayet iyi biliyorlar. Onun için bütün gayrimeşru yöntemlerle beni saf dışı bırakıp muhalefetin adayını kendileri belirlemek istiyorlar. Derdi belli, planları ortada. Ne demişti bu güzel toprakların ozanı rahmetle Ahmed Arif; ‘Bunlar, engerekler ve çiyanlardır. Bunlar, aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır. Tanı bunları, tanı da büyü’.

“Ben böyle namertliklere pabuç bırakmam”

Buradan bir kez daha meydan okuyorum; ben böyle namertliklere pabuç bırakmam. Şart olsun ki nefes aldığım sürece, sesim çıktığı sürece adaletsizliğe, zalimliğe direnirim. Hak yemem, hakkımı da yedirmem. Milletimin hakkını da yedirmem. Böyle biline. Ama bu artık benim şahsi meselem olmaktan çıktı. Muhalefete aday gösterme hakkı bile tanımayan bir iktidarın sonraki adımları ülkemize çok acılar yaşatır. Onun için demokrasi isteyen, adalet isteyen herkesin bu konuda çok duyarlı olması şarttır. Bu ülkenin geleceği, istikrarı ve güvenliği için önce tüm Cumhuriyet Halk Partili üyelerin, sonra da tüm demokratların birleşmesi şarttır.

önce gerçek
Beğenebilirsiniz
tümü

Nihal Olçok: Gördüğüm kadarıyla bir devlet projesiydi bu, herkes muradına erdi (I)

(1. BÖLÜM) Bugün 15 Temmuz… Türkiye’nin tarihinde eşi olmayan karanlıkta bir gün. O günden geride, soru işaretleriyle bir anne kaldı, 16 Temmuz’a geçemeyen, hep 15 Temmuz’da...