12 Mart 2025, Çarşamba

Esaret mi cesaret mi?

Düşündüğünü söylemekten korkarsa kişi, düşünmekten de korkmaya başlar. Sebebi cesareti engelleyen hallerdir. Her hastalığın ilacı başkadır. Terk edilen yolu seçmek veya seçmemek tercihi ya esarete ya cesarete dayanır. Yaşar Kemal “Dünyada çok şey kolay da insan olmak zor, sende bu korku, bende bu doğruluk varken, bir araya gelemeyiz” diyor. Köleliğe giden yol mu özgür iradenin kullanılması mı? Asıl nokta burası. Kant, “Güdülmekten kurtul, aklını kullanmaya cesaret et” der. Önyargıları, gelenek ve görenekleri, eski olmaktan kaynaklanan genel kabulleri; otoriteyi, insanların zihnini boyunduruk altına almış olan her şeyi  çiğneyerek, kendi kendine düşünmeyi cesaret eden, onları sorgulayan, tartışan, aklının tanıklığından başka etkenlere köle olmayanlar, hayatın anlamında değer kazanır. Cesaret güç ve enerjinin, esaret de zayıflığın yoludur. Fareler, kedilerin korkusu ile yaşadığı sürece esaretin kölesi olur. Hayatın çilelere de ihtiyacı vardır. Esaretle düz yolların, insana verdiği tat geçicidir. Hür irade ile tırmanılan yokuşların başında inişleri gördüğümüz zaman, geriye bakıp, alnımızın terini sildiğimizde duyduğumuz hazzı, esaretle indiğimiz inişler bize baharı getirmez. Kışın şiddeti olmadan, baharın tadı olmaz. Cesaret bu açıdan önemlidir. Mehmet Akif’in İstiklal Marşındaki “Korkma” başlangıcı da bundandır. Esaret, idamı yaşamaktır. Hayatın uzunluğu, kısalığı kader olabilir, ama dolu bir hayat, cesaretle, hür yaşamakla olur. İnsan olmanın değeri, haksızlığa karşı durmakla parlar, hak arama adalet ister. Haksızlığa karşı toplumsal tepkiler, haklılığa götürür. Karşıtınıza benzediğiniz zaman, kaybedersiniz. Evcilleşmiş beyinler, esaretin hastalıklarıdır. Köleliğin dilencisi olmaktansa, cesaretinle, hakikatin yolunu tercih et. Herkes karakterinin senaryosunu yazar. İnsanın elinden hakkını; aklını almakla olur. Karşına çıkan bütün fırsatlara rağmen, bu toplumda namuslu kalabilen insanlar da olmalı. İçinde yuvarlanabileceği kirli sular birikintisi bulunca, domuza dönüşmeyen insanlar, hür aklın cesaretini bilirken, esaretin yolundan gitmezler. Ayak öpme yolu esareti getirir. Zevkle tercih ettiğin esaret, hürriyetini yok eder. En karanlık yolda, ışığı görmenin yolu cesaretle, hakikate gidilen yoldur. Dostoyevski, “Bir iple intihar da edilebilir salıncak da kurabilirsin.” der. Hayatın ipleri senin elinde. Cesaret mi, esaret mi?Başarı merdivenleri esaretle çıkılmaz, cesaretle çıkılır. Kötülükten pay kaparak, esareti yaşayanlar, esareti yaşatanların kölesi olurlar. Korkmamız gereken tek şey, korkunun kendisidir. Korkularla, kölelerle, çetin yollar aşılmaz. Tarafımız cesaretle adaletin yanında olmaktır. Esaretle güce tapanların yanında durmamaktır.

Köşe Yazıları

tümü

Gündem