12 Mart 2025, Çarşamba

Hangi mahalledensin?

Sağ, sol, Alevi, Sünni, Kürt, Türk, Kemalist, dinci, Fetocu, ulusalcı, Atatürkçü, laik, anti laik, gelenek, modernlik, ilerici, gerici daha neler neler?

Bir tek “İNSAN” mahallesine hasretiz. Siyasette, sporda, acılarda, sevinçlerde, sanatta, basında, kurumlarda, inançta, ideolojide mahallecilik üretenler, yargıda da mahalleciliğin üretimini artırdılar. Bir de şubeleri var ki, sadece ahlakta örgütlenmeleri yok. Semboller, sloganlar farklı. Müşterileri her statüde her meslekten olabiliyor. Çıkar ve ahlaksızlıkta örgütlenmeleri çok. Böyle bir devlet düzeninde, idarede hayat yeşerir mi? Böğürtlen misali, bir dalı meyve verir, biri çiçek açar, biri kurur. Kendi mahallenden olana yaşam hakkın diğerine ölüm. 

Adalet Bakanlığı’nın önünde, evladının suçsuzluğunu haykıran Sevinç Çakır Ana, Tülay Pekince analar gibi ziyaretçi mahallesi de ayrı. Rengine, kimliğine, ideolojisine, inancına bakan tipler bunlar. Adalet aramayanlar mahallesi. Izdırap her yerde. Prangalarımız, mahalleci düşünceAdalet mahallesi yok. İsminin adalet olması, adaleti sağlamıyor. Ak olması da temizliği göstermiyor. Hatta üzerine toz konduramadıklarımız, güçlenince kirden gözükmüyor.

Bilkent Sanat Galerisi’nde komedi tiyatrosuna gittik. Çok insanın aynı ortamda oyunu seyredip oyun bitiminde mutlu çıkışlarını gördüm. Sanatçı Özgür Turhan’ı izlerken anlamlı, ibretlik mizah tenkitleri beni epey düşündürdü.

“Komik Devlet” tabiri dikkatimi çekti. Adnan Menderes, tutuklu iken iki kez intihara kalkışır, sorumlular müdahale eder, sağlığına kavuşturur, yaşatır sonunda da idam ederler. Komik devlet işi, her dönem özel, planlı suç üretir, “eker, biçer” verimli toprak misali üretir, ‘verimsiz’ der, biçer. Colani, Öcalan teröristleri, barış elçisi oluverir birden. Komiklik sırdır, az yetkililer bilir, TBMM bilmez, çünkü müzelik gibi, ziyarete açık ama haberleri yok bunlardan. Siyasallaşınca düşünceler, bu dönem böyle çalışır. Bazen irtica, bazen Feto, bazen başka isimler… İleride hangi markayı sürerler bakacağız. Yeni sezona, yeni isimler çıkar. Yaşat ve öldür. Kim yapar bunu. Müesses  mahallenin sorunlu sorumluları maharetlidir bu alanlarda. Darbeleri de unutmayalım. Bazen tozlu raflardan iniverir. Artık kime yaradığını, sonunda anlarız. Ateş gibidir, araştıranı yakar. Kozmik oda gibidir. Hukuk işlemez. Bu hukuksuzluklardan, kurtulamayan ülkemiz, insanlar, milletimiz. Bu mahalleciliği yeşertenler, canları sıkılınca tedavi ederler, sonra da yok ederler. Sanatçı çok güzel ifade etti bu halimizi. Yıllar geçse de biz ayrılamayız mahallelerimizden. A.Hamdi Tanpınar, “Hep Aynı Boşluk eserinde, ölüme rağmen, öleceklerini bile bile, insanların birbirine düşman olması, bunun zarüret gibi görülmesi niçin? Ben, benden evvel, daha evvel, evvelden evvel; benden sonra, daha sonradan sonra. Ne kadar korkunç hesap. Aynı boşluğun, ızdırapla, acıyla, beyhude ümitle dolması. Çünkü akıllar hür değil. Bilinçsiz kölelik, komik devletin ürünü. Devlet hukuki bir kavramdır. Yasalar, sivil kuruluşlar, hür basın, uyarıcılar, liyakat, hukuk, kurumlar, yönetilen, yöneten, ilim, zulüm, filim, refah, acılar, sevinçler, devletin kullanışına göredir. Yasal devleti, iyi yönde, düzen kurmak,hukuk devleti olmayı gerektirir. Şeyh Bedrettin ‘güneşin ısısını, suyu, nefesi, herkes eşit alırken, ekmeği, aşı, adaleti uygulamada,niçin adil olarak alamıyor insanlarımız’ der? Fransız düşünür ve yazar Julien Benda “Aydınların İhaneti eserinde, insan görünümlü, insan olmayanların ihanetine bakarsak, bu türler şahsi çıkar peşinde koşmak, ikbal ve mevki gayreti için,siyasal iktidara yakın olmak, el etek öpmek, güçlünün uydusu olmak, sofralarından yemlenmek, kralın soytarısı olmak için tüm adaletsizliklere gözü kapalı onay verirler. Siyasal iktidarın kusurlarını kapatırlar, kalemlerini satarlar, ilkeleri ve Tanrı’ları “güç”tür. 

Ahlaklı insanlar sürgüne, zindana, toprağa girmeyi göze alanlardır. Onun için sayıları azdır, onuru ve haysiyetleri çoktur. Adaletli olanlarda onur ve haysiyet olur. Akıl, bilim, hukuk, demokrasi, ahlak önemli.

Köşe Yazıları

tümü

Gündem