Bugün sizlere yeni bir anımı yazmak ve sizinle paylaşmak istiyorum. Umarım beğenirsiniz.
Değerli dostlarım;
Namus ve namuslu kavramları bizim ülkemizde çeşitli anlamlarda kullanılmaktadır. Bazılarına göre namus, kadın-erkek ilişkisi, kadının iffetini koruması iken bazılarına göre ise doğruluk, dürüstlük, ehil olma, hak yememe, adil davranma ve elinden ve dilinden başkalarına zarar gelmeyen anlamlarını da kapsamaktadır. Özellikle iş ve memuriyet hayatında çok kullanılan ‘namuslu adam’ ifadesi o insan için bir erdemlilik ifade ederken ‘namussuz adam’ benzetmesi de bunun tam aksini dile getirmektedir. Eğer birisi ‘namuslu adam’ sıfatını kazanmış ise toplumda değer verilen, sözüne güvenilen ‘emin’ insan demektir. Şayet toplum o kişiye ‘namussuz adam’ diye niteleme yapıyorsa o insana güvenilemeyeceğini ortaya koymaktadır ki herkes ondan kaçar. Namusluluk kısaca toplumsal ahlak kurallarına bağlılık olarakta değerlendirilebilir.
Namus kavramı ile ilgili olarak çeşitli düşünceler vardır. Bunlardan birkaçını aşağıda sıralamak istiyorum.
-Bir insan bahtından ziyade namus ve doğruluğuna bel bağlamalıdır. SOLON
-Kaybedilen para bir şey değildir, ama kaybedilen namus çok şeydir. ALFRED KRUPP
-İnsanlar ne kadar namuslu olurlarsa, başkalarının namuslarından da o kadar zor kuşku duyarlar. ÇİÇERO
-Namus güzelliğin sadakasıdır. HAZRETİ ALİ
-Namus durmadan övünür ama açlıktan da ölür. JUVENAL
-Kadının bekçisi namustur. OVİOİUS
-Namuslu kişiler ne aydınlıktan nede karanlıktan korkarlar. THOMAS FULLER
-Namuslu görünmek için namuslu olmak şarttır. BOİLEAU
-Namus ve ahlak hiç umulmadık zamanda mükâfatını verir. C.PERRAULT
-Tanrının en yüce eseri namuslu insanlardır. SEAN O’CASAY
-Namus görünmez bir cevherdir, çok kere ona sahip olmayanlar sahipmiş gibi görünürler. SHAKESPEARE
-Takdir edilmeyi beklemeden namuslu olmayanların, namusuna inanmam. GOGOL
-Sahte bir namus, sahte bir şerefle gölgesiymiş gibi beraber bulunur. HENRY FİELDİNG
Bu sözleri sıraladıktan sonra yaşadığımız bir olayı bununla bağlantılı olarak anlatmak istiyorum.
2006 Yılında Ortaöğretim Genel Müdürlüğü çıkışlı 10.05.2006 gün ve 05974 sayılı Bakanlık Oluru ve Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 12.05.2006 gün ve 3726 sayılı görevlendirme emri gereğince Ankara’nın en güzide okullarından birisinde ,Müfettiş O.Ö ve Müfettiş Yardımcısı S.S.S ile birlikte denetim ve soruşturma yaptık. Denetim sürecinde konusunda çok başarılı öğretmenler olduğu gibi, özel olarak atanmış bu okulda öğretmenlik yapmaması gerekenlerde bulunmakta idi. Öğrencilere gelince belirli bir sınavdan geçmiş,elemine olmuş yetenekli öğrenciler olmasına rağmen psikolojik problemleri olan öğrencilerde bulunmakta idi. Bunlardan T. D. Ailesi ile bağları iyi olmayan,problemlerini kendi başına aşamayan birisi iken Y.T adlı öğrencinin köyden gelmiş olması ve yeterince çevresini tanımadan safiyane bir şekilde okul müdürüne yaklaşmış olması müdürün iştahını kabartmış,bu çocuklarla özel ilgilenmeye başlamış. Bir zaman sonra bu ilgi o kadar ileri gitmiş ki öğrenci T.D.’yi odasına çağırıp makamında sigara içirmeye,öğrenci yatakhanede yalnız iken kontrol amacıyla yatakhaneye giderek kızı öpmeye,diğer öğrenci Y.T yi evine davet ederek içki ikram etmeye kadar vardırmış. Soruşturma sırasında bir bayan öğretmen bize ‘hocam,müdür o kadar azdırdı ki, artık bayanlarla ilgilenmiyor,sabi sübyan peşinde koşmaya başladı’ cümlesi kanımızı dondurdu.
Sonunda iş çığırından çıkınca öğretmenlerden birisi eski vali olan eşine durumu anlatınca onun devreye girmesi üzerine durum Ankara Valisine iletilerek gerekli işlem başlatılmış. Soruşturma emri bize geldiğinde Okul Müdürü E. K. Bu görevinden alınarak başka bir okulda geçici olarak görevlendirilmiş.
Bizler müfettiş olarak göreve başladığımızda yukarıda bahsettiğim olayların her tarafta duyulduğunu,konunun İl Valiliği ve il milli eğitim müdürlüğü tarafından takip edildiğini öğrendik. Değerlendirmelerimizi yaptık ve Okul Müdürü E.K hakkında 1702 sayılı Kanun’un 27/1. maddesi gereğince MESLEKTEN ÇIKARILMASI cezası ile tecziye edilmesinin uygun olacağını Bakanlığa teklif ettik.
Disiplin Amirleri ve Disiplin Kurulları Hakkında Yönetmelik 12. Maddesinde “memurluktan çıkarma cezasına ilişkin talepleri, soruşturma dosyasının memurun bağlı bulunduğu kurumun Yüksek Disiplin Kuruluna tevdiinden itibaren en geç 6 ay içinde karara bağlanır.” Hükmünü içermesine rağmen 6 aylık süre geçtikten sonra dosyada bazı eksiklikler olduğu gerekçesiyle müfettişliğimize iade edildiğinde hayretler içerisinde kaldık. Arkadaşlarla oturduk ve bize iade yazısında belirtilen eksiklikleri gözden geçirdiğimizde hayretler içerisinde kaldık. Çünkü eksik olarak belirtilen her şey dosyada mevcuttu. Arkadaşlarla dosyada hiçbir değişiklik yapmadan iade ettik ve sonucu beklemeye başladık. Sonuçta gördük ki adı geçen müdür bu sırada emekli edilerek korunma yolu seçilmişti.Çünkü müdür ile onu koruyan bakanlığın en üst yöneticisi aynı memleketin çocuklarıydı.
Müfettiş arkadaşlarımızla konuştuğumuzda acaba öğrencisine cinsel sarkıntılık yapan okul müdürü mü namussuz, yoksa onu koruyanlar mı SEAN O’CASAY ‘IN dediği gibi”-Tanrının en yüce eseri namuslu insanlardır. “ ama burada ne yazık ki o insanlar kalmamıştı.