Değerli dostlarım;
Cumhurbaşkanı, kabine toplantısından sonra konuşuyor ve diyor ki: “Para, maliye ve gelirler politikalarını uyum içinde yürüterek, tek haneli enflasyona mutlaka ulaşacağız. Trkiye, enflasyonu düşürerek büyüyecek. Enflasyon düştükçe yatırım ortamı iyileşecek, öngörülebilirlik artacak, rekabet güçlenecek ve istikrarlı yüksek büyüme olacak. Bu süreç beraberinde kalıcı refah artışını getirecek. Geçen yıl yüzde 5,1 büyüdük ve milli gelirimiz ilk kez 1 trilyon doları aştı. Bu yılın ikinci çeyreğinde milli gelirimiz 1,2 trilyon doları geçti.”
Şimdi bunları dinleyen bir yabancı şöyle diyecektir. Bu ülke herhalde refah içerisinde yaşıyor, kişi başına düşen milli gelir 40-50 bin dolar, aç-susuz ve işsiz insan yok… gibi düşünür. Oysa ki: Enflasyon TÜİK’in % 51 demesine rağmen halen % 80’lerde; Milli gelirimiz 1 trilyon doları aştı ise milletin bankalara ve dışarıya olan borçları ne kadar? Vatandaşların bankalara olan kredi kartı borçları ne kadar? Bu borçların sizin iktidarınızın uyguladığı yanlış ekonomik politikalar sonucu olduğunu düşünecek misiniz?
Dünyada gıda fiyatları düşerken bizde neden artıyor? Emekçi, çiftçi, üretici neden kan ağlıyor? Eğitimde okulların ihtiyaçları karşılanabildi mi? Baskı altına tutmanıza rağmen bir doların 34 TL olduğunu kime anlatalım? Asgari ücrete ikinci altı ayda zam yapamadığınızı hatırlamıyor musunuz? 17,02 bin TL ile asgari ücretlilerin nasıl geçinebildiklerinden haberiniz var mı? ‘Faiz sebep enflasyon sonuçtur’ diyerek enflasyonu bu hale nasıl getirdiğinizi açıklayabilecek misiniz?
Yıllık % 3,5 büyüme ile işsizliği nasıl azaltacaksınız? Bu kadar yüksek faizle nasıl yatırım yapılacağını bize de öğretebilir misiniz? Rekabeti yükseltmek için neler yapacaksınız? Mesela ihaleleri açık ve şeffaf yapabilecek misiniz? Hep olumlu yönleri açıklamaya çalışıyorsunuz da borcumuz ne kadar? Bunu sizlerin ağzından ne zaman duyabileceğiz?
Devletin resmi rakamlarına göre 2021’in ikinci çeyreğine dair açıklanan en güncel verilere göre Türkiye’nin brüt dış borç stoku 446,3 milyar $ olurken GSYH’ye oranı ise %58,3 olmuştur. 2024 yılında 1.3 trilyon lira borç faizi ödenecek.
Ne yapalım Sn Cumhurbaşkanım? Bu borçları biz ölünceye kadar ödeyemeyiz de acaba bizim torunlarımız bu borçları ödeyebilecek mi? Hani tarihten biliyoruz Osmanlı’nın Duyun-i Umumiye borçlarını Cumhuriyet hükümetleri son olarak 1954 yılında ödemişti. Belki de diyorsunuz ki ‘borç yiğidin kamçısıdır’ Olsun Sn. Cumhurbaşkanım siz itibardan taviz vermeyin, biz bunu da öderiz.