21 Aralık 2024, Cumartesi

Arif ol, ehl-i dil ol

​​​Siyasete bulaşan insanların birçoğu, maalesef şahsiyet erimesine maruz kalıyor. Çünkü ehl-i dil ve kalender tabiatlı olma özelliğini kaybederek, dünyevileşiyor. Milleti için değil, kendi cebini doldurmak için efor sarf ediyor.​​​ İşte bu gibilerin parlamentoya taşınması sonucu vurgunlar, rüşvet alıp vermeler, adam kayırmalar moda haline geldi. Maalesef bunlardan adalet beklenmez, bunlardan merhamet beklemek aklın alacağı iş değildir. Bunların çoğu sömürücüdür. Ahlaksız, çalıp çırpıcıdır. Milletin malına el koymak için çırpınıp, durur. Ahlakın zerresini bunlarda aramak boşunadır. Doğru olmak, doğru olana sahip çıkmak, onlar için çok zordur. Zira haram lokma ile beslenmek, bu gibiler için vazgeçilmezdir.​​​

 Nef’î der ki:​​​Ârif ol ehl-i dil ol rind-i kalender-meşreb ol ​​​Ne Müselmân-ı kavî ne mülhid-i bî-mezheb ol

 Yani, irfan sahibi, gönül ehli ve kalender tabiatlı bir şahsiyet ol. Bu vasıflar senin olgunluğuna kâfi birer delil teşkil eder. Bağnaz bir Müslüman ve densiz biri olmak hiçbir işe yaramaz.​​​ Adam gibi adam olmak için çırpınıp, durmak gerekirken, insan olmanın değerlerini hiçe sayıp, ortalıklarda dolaşmak, argo konuşmak, aldatıcı sözleri dile getirmek insanı hiçlik seviyesine indirir ama aldıran var mı, bilmiyoruz. ​​​Milli ve manevi değerleri yozlaşmış insanlardan, parlamentolardan hayır gelmedi, gelmez de. Çünkü bunların kahır ekseriyeti egoist ve muhteristir. Ne söylenirse söylensin, bu gibileri yola getirmek çok zordur. Zira bunların çoğu riyakâr, münafıktır, Hakk’a teslim olmaz. Onlar sadece liderlerine tabi olurlar, çalıp çırpmalarına zemin bulmak için.​​​

Azmî der ki:​​​Kim ki kâru pişesin isyan eder​​​Şüphesiz ol, rızkına noksan eder

Yani işi gücü Allah’a karşı itaatsizlik olanların kötülükleri ancak kendilerinedir. Nimetten mahrum olacak, onlardır. Dünyevileşme, zenginleşme adına insan kendini berhava eder mi?​​​

Hâmî (Hâmî-i Âmidî) de beyan eder ki:​​​ Bana hiç nefs-i emmarem gibi sû’i karîn olmaz​​​Bu düzd-i hanegînin kimse şerrinden emîn olmaz

Yani, bana dünyevi zevklere meyletmek arzusu veren nefsim kadar kötü bir arkadaş yoktur. “Evin hırsızına kilit olmaz” dedikleri gibi, hakikaten bu sinsi hırsızın şerrinden kimse emin olamaz. ​​​İşte nefsini müeddep hale getiremeyen insanın memlekete faydası olmaz. Makamı, mevkii ne olursa olsun, nefsinin esiri olur. Onun isteklerini realize etmek için, hak-hukuk demeden çalmaya devam eder. Milleti avutmak için de beylik laflar eder, taşkın konuşmalar yaparak, milleti manipüle etmeye çalışır. ​​​

Sonuç olarak Abdullah Vassâf’ın dediği gibi: ​​​Âhir yine hâk olur bu tenler​​​Bilmem neye kibreder edenler

Yani en büyük sermayemiz günün birinde toprak olacak olan bu bedenlerimiz değil mi? O halde büyüklük taslayıp, böbürlenenler nelerine güveniyorlar?​​​​​Rahman ve Rahim,​​​Kadir ve Muktedir,​​​Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.​​​ “Ya Rabbi bu haftayı bize hayırlı ve bereketli kıl. Hayırlara yakın, şerlere uzak eyle.”​​​​​​Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47).

Köşe Yazıları

tümü

Gündem