Saadet Partisi, Milli Görüş’ün tek partisidir. Çünkü merhum Necmettin Erbakan bir konuşmasında şöyle demiştir:
• Nizamla (Milli Nizam Partisi ile) Bismillah,
• Selametle (Milli Selamet Partisi ile) inşallah,
• Refahla (Refah Partisi ile) maşallah,
• Faziletle (Fazilet Partisi ile) elhamdülillah,
• Saadete (Saadet Partisine) ulaşanlara selam olsun…
Bu konuşma 1970’lerde İzmir il kongresinde yapılmış ve ileride Milli Görüşün başına gelecek olanları, bir nevi sıralamış, son partisinin de Saadet olacağını ifade etmiştir. Bu açıklama aynıyla gerçekleşmiştir. Sayılan partiler kapatılmış, şimdi de Milli Görüşün son partisi abluka altına alınmıştır. Türkiye’nin siyasetinde devre dışı bırakılması için, iç ve dış mihraklar ellerinden geldiğince çalışmaktadırlar. Çünkü:
Milli Görüş; Hakkı tutmak, iyiyi sağlamak ve kötüyü men etmektir.
Milli Görüş; İnsanların yıllarca özleyip, beklediği siyasi ortamı oluşturmak, millet olarak ruhi derinliklerimizde mevcut olan güzel hasletleri ülkemizde yaşatmak, dünyaya örnek olmaktır.
Milli Görüş; Milletimizin fıtratında mevcut olan ahlak ve fazileti kuvveden fiile çıkarma hareketidir.
Milli Görüş; Cemiyetimize, devletimize ve milletimize huzur, nizam ve içtimai adaleti hâkim kılmak, milletimize nizam, selamet, refah, fazilet ve saadet getirmektir.
Milli Görüş; Ülkemizde ve dünyada hakkın tesisidir, dünyaya yeniden örnek olmak ve yeni bir dünya medeniyeti kurmaktır.
Milli Görüş; Haçlı ordularını mağlup eden, gemileri karadan yürüten, Viyana kapılarını zorlayan, Çanakkale ve İstiklal Harbinde var olan düşünceyi yeniden hâkim kılmaktır.
Milli Görüş; Ülkemizin kalkınmasını, sanayileşmesini, milli hasılanın ve fert başına düşen gelirin artmasını sağlamaktır.
Milli Görüş; İnsan haklarına, inanç ve kanaatlere müdahale eden zihniyetleri yıkmak, meşru hukuk düzenini ikame etmek için gayret göstermektir.
Milli Görüş; Şahsiyetli dış politika isteyen, çağın üstüne çıkmayı ve devlet-millet kucaklaşmasını hedefleyen bir hareketin adıdır.
Milli Görüş; Soygunlara göz açtırmayıp, arsızlığa prim vermeyerek, hırsızlığın her türlüsüne mani olmaktır. Haram yerine helal lokmayı ikame etmektir.
Milli Görüş; Malazgirt Savaşı demektir, Anadolu’nun ve Rumeli’nin fethi demektir. İstanbul’u fetheden ruh demektir.
Milli Görüş; Preveze deniz zaferi demektir, Sakarya, Dumlupınar muharebesi demektir. İzmir’in kurtuluşu demektir. Açılan ilk Meclisin fikri yapısı demektir.
Bir takım;
– Bozuk,
– Yamuk,
– İkiyüzlü, riyakâr,
– Münafık,
– Sefil ve rezil
insanlar bir zamanlar Milli Görüşün içine sızdılar ama barınamadan defolup gittiler. Sonra değişikliğe uğradılar, gömlek değiştirdiler…
Malumdur ki;
• Münafıklık eden,
• Riyakârlık eden,
• Emanete ihanet eden,
• Mevki ve makam uğruna inkâra yönelen
insan tipi Asrı Saadetten beri vardır. Bugün de, yarın da olacaktır.
Ama eski Milli Görüşçüler, bu tariflerin dışında, halis Müslümanlardı. Osman Gaziler, Yıldırımlar, Muradlar, Fatihler, Yavuz Selimler, Kanuniler, Kuva-yı Milliyeler, Ebussudlar, İbn-i Kemaller, Molla Fenariler, Üftadeler, Aziz Mahmud Hüdailer, Hacı Bayram Veliler, Hacı Bektaş-ı Veliler, Mevlanalar, Şaban-ı Veliler, Sümbül Sinanlar, Yahya Efendiler, Somuncu, Gözcü, Zuhurat Babalar, Emir sultanlar, Mahmut, Mehmet, Sami ve Dursun Efendiler Milli Görüş fikrini temsil ediyorlardı.
Milli Görüşçü, mazisini hatırladıkça şevke gelmeli, bugün de çok düşünmeli, kendisine oynanan ve oynanmak istenen oyunu mutlaka anlamalı, oyuna, parçalanmaya meydan vermemelidir.
Milli Görüş; Her türlü zilletten kurtulmanın tek reçetesidir. Yeniden Ufukların Efendisi olabilmenin tek penceresidir.
Milli Görüş; Fanilerin önünde değil, Allah’ın önünde eğilme hareketidir.
Milli Görüş; Mensuplarının yani Milli Görüşçülerin, maddi imkânlar, makamlar ve rütbeler, gözlerini kamaştırmaz. Çünkü onların gözleri Medine-i Münevvere’nin sürmesiyle sürmelidir.
Onun için Milli Görüşçü:
Nemrudun ateşinden,
Firavunun zulmünden,
asla korkmaz, sadece Allah’tan korkar.
İnsanda iman ve ihlâs olursa, ateş gül bahçesine dönüşür, her türlü zulüm Hz. Musa’nın asası ile def edilir. Çünkü: “İman hem nurdur, hem de kuvvettir. Hakiki imanı elde eden insan kâinata meydan okuyabilir.”
Allah’a kulluğu şeref bilen Milli Görüşçü, insanların riyakâr iltifatlarına, paralarına, mal ve makamlarına asla iltifat etmez. Zira Milli Görüşçünün ufku önünde, tüm saltanatların kıymeti harbiyesi yoktur.
Çünkü Milli Görüşçü, Peygamberinin ayağına temas eden kum taneleri için bütün yıldızları feda etmeye hazırdır. Gönlü Hz. Peygamberin muhabbetiyle doludur.
O’nun ümmeti Kisra’ların tacını ayaklar altında çiğnerken, halifeleri de kupkuru bir hasırın üstünde dinleniyordu.
Çünkü onlar namazlarında gözyaşı döker, savaş meydanlarında ise kılıçlarından kan damlardı. Bu ruh düzeyinden ve iman anlayışından mahrum olan insan, sadece bir kemik yığınıdır, sadece bir parça kan pıhtısıdır.
İman ve ihlâs nurundan mahrum olan insan, çöl gibi ıssız, çorak topraklar gibi faydasız olur. Bu ahvaldeki insanlar kolay avlanır ve uçuruma çekilir. Çünkü gönül ülkesinden iman ve samimiyet (ihlâs) çekilince, gönül ibresi sapar. O zaman da nefsi temayüller, menfaatler, ihtiraslar öne geçer, iman da arkada kalır. Doğruyu göremez, şer’e yar olur, fanilere kurban, Allah’a ağyar olur.
Milli Görüşçü, mücadele azmini hiçbir zaman kaybetmez, dünyevi hiçbir bedel karşılığı tâgûtlara boyun eğmeyi düşünmez. Çünkü Milli Görüşçüler izzet sahibidir, zillete duçar olmaz.
Unutmayalım ki Milli Görüşçü, Hz. Ali’nin kuvvetine, Hz. İbrahim’in imanına sahiptir. Çünkü onlar tavus kuşun rengini, bülbülün sesini taklit etmeye tenezzül etmez. Çünkü Milli Görüşçü her şeyin aslına taliptir.
Netice olarak:
Milli Görüş; Ahlaktır,
Milli Görüş; Adalettir,
Milli Görüş; Edeptir,
Milli Görüş; Bayraktır, vatandır,
Milli Görüş; Tarihtir,
Milli Görüş; İmandır, gelenek ve görenektir,
Milli Görüş; Tarik-i Müstakimdir.
Milli Görüşçü olan herkes de, bu özellikleri bünyesinde toplayan ve onları yaşamaya çalışandır. Diğer materyalistler gibi, solcular gibi, sözüm ona Milli Görüşçüler gibi hareket etmezler. Partileri emperyalistlerin isteklerine karşı çıktığı için, 4 partisi kapatılmıştır. Onlara karşı daima dik durmasını bilmiştir. Ancak böylece millet, hayırlı hizmetlerden nasiplenememiştir.
Onun için geleceğimizin teminatı ancak Milli Görüş ile Adil Düzendir. Onun için bölünmeden, parçalanmadan Milli Görüşte, Adil Düzende buluşmak gerekir. Aksi hal, perişanlıkla sonuçlanır. İşte fark burada, yapılan tüm hizmetler de ortadadır.
Rahman ve Rahim,
Kadir ve Muktedir,
Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.
“Ya Rabbi bu haftayı bize hayırlı ve bereketli kıl. Hayırlara yakın, şerlere uzak eyle.”
Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47)