12 Mart 2025, Çarşamba

Bugün söz de sizde köz de sizde

Değerli dostlarım;

HÜDAPAR, Diyarbakır’da Kürt meselesine insani çözüm çalıştayı ‘sonuç bildirgesi’ yayınladı. Bu bildirgede diyorlar ki; “Kürdistan’da yaşayan tüm insanlar bölgede huzur istemektedirler. Ankara’nın saadeti, Diyarbakır’ın huzuruna bağlıdır.” Ulan! Kürdistan diye bir ülke veya Diyarbakır gibi bir başkent mi var? Bu söylediğiniz bölücülük değil mi? Peki Cumhur İttifakının ortaklara ne düşünüyor? Başka bir istek: “Kürtlerin büyük bir saygıyla andığı Şeyh Said–i Palevi gibi Kürt âlimlere yapılanlar başta olmak üzere bugüne kadar yapılan zulümlerden dolayı devlet adına özür dilenmeli ve mezar yerleri ivedilikle açıklanmalıdır.”

Şeyh Sait kimdir? Kurtuluş savaşına ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna karşı isyan eden hain değil mi? Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin imkanlarından yararlanıp bu Cumhuriyete ihanet edenleri desteklemek ve devletin özür dilemesini istemek HAİNLİK değil mi?

Korkunç bir bölüm daha: “Kürtleri birbirinden ayıran Sykes-Picot sınırları sembolik hale getirilmeli; Ne demek bu? İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya tarafından Osmanlı’nın parçalanarak bölüşülmesini içeren haritadır.

Ey Cumhur İttifakı üyeleri! İçinizdeki hain HÜDA PAR’ın istekleri karşısında neden susuyorsunuz? Sükut ikrardan gelir der atalarımız. Neden susuyorsunuz? Her konuşmaya soruşturma açan Cumhuriyet Savcılarımız neredesiniz?

Değerli dostlarım;

İnsan ömrü uzun bir süreç, bu süreçte neler neler değişir ama insanlar bunun bazen hiç farkına varmazlar. Zaman zaman geçmişe özlem duymak bazen bir nostalji bazen de gerçek bir özlem olur. İnsan değişir de dünya değişmez mi? Elbette dünya da değişir, dünyanın yönetimi de. İnsanoğlu uzun araştırmalar, denemeler, sınama-yanılmalarla en iyi yönetimi bulmaya çalışmış ve bunun adına da ‘demokrasi‘ demiştir. Demokrasilerde söz sahibi sadece millettir. İktidarlar Millet adına icraat yaparlar, hedef halkı daha güzel bir seviyeye çıkarmak, onları mutlu etmek, vekaletin geçici olduğunu bilmek gerek. Demokrasi millete had bildirme rejimi değildir.

Bakın Cumhurbaşkanı diyor ki ” YENİ TÜRKİYEDE HERKES HADDİNİ BİLECEK”

Neden?

Eleştirmeyeceksiniz;

İtiraz etmeyeceksiniz;

Refah istemeyeceksiniz;

Verilenle yetineceksiniz;

Kafanızı kaldırmayıp itaat edeceksiniz;

Konuşmayacaksınız;

Hak, hukuk ve adalet arama girişiminde bulunmayacaksınız;

Peki ya bulunursak ne olur?

Örnekleri ortada…

Millet bu hakkını geçici sürelerle vekaleten birilerine bırakır. Bu vekalet sonsuz değil, geçici bir süre olup millet verdiği yetkiyi yine kendi eliyle geri alabilir. Bakın TÜİK ne diyor: TÜİK ülkemizin bir yılda daha mutsuz olduğunu söylüyor. Mutlu olanların oranı 2023 yılında yüzde 52,7 iken 2024 yılında yüzde 49,6’ya gerilemiş. Yine TÜİK’in verilerine göre ülkemizin gençleri giderek daha da mutsuzlaşıyor. Bunlar gerçek değil mi? Atalarımız der ki ‘Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar. Bugün söz de sizde köz de sizde. İstediğinizi mutlu edebilirken istediğinizi köze atabiliyorsunuz amma; Bu millet verdiğini geri alınca o zaman ne yapacaksınız?

Köşe Yazıları

tümü

Gündem