Bir devletin, bir milletin çökertilmesi için bazı düşünürlerin tespitleri vardır. Tespit yapanlardan birisi İbrahim Müteferrika’dır. Bu zatın, Macar asıllı üniteryan yani Hıristiyanlıkta teslis inanışının aksine İsa’nın ve kutsal ruhun tanrılığını reddeden Hıristiyan teolojisine inanan bir zat olduğu söylenir. Yahudi olmadığı, sonradan Müslüman olduğu ve sûfî olduğu, Türkiye’de ilk mason locasını kurduğu iddia edilmektedir.
Bu zat, 1731’de kaleme aldığı kitabında Osmanlı Devletinin neden geri kaldığını belirtmiştir. Buna göre:
• Rüşvet: Hemen hemen her dönemde geçer akçedir. Çünkü rüşvet kolayca sonuç alma manivelasıdır. Elan günümüzde de kullanılmaktadır. Bundan dolayı siyasetimiz, yönetimlerimiz kirlenmiştir.
• Adam kayırma: Haklı olup, olmadığına bakılmaksızın yandaş yardımlaşmasıdır. Bu konuda ehliyet aranmaz.
• Bilim adamlarına tahammülsüzlük: İlim adamına itibar, inanç ve insan olmanın gereğidir. Nitekim hadiste: “İlim Çin’de de olsa gidip alınız” buyrulmaktadır.
• Orduda tahammülsüzlük: Ordular, devletlerin bel kemiğini teşkil eder. Orduda disiplinsizlik, devletlerin dağılmasına sebebiyet verir. Onun için orduda disiplin önem taşır. Aksi halde darbeler olur.
• İsraf: Bilindiği gibi, “Yiyin için fakat israf etmeyin” (A’râf/31) buyrulmaktadır. İsraf fakiri zorlar, nefsi şımartır. İsraf eden devletler ele güne muhtaç olur, sonunda dağılır.
• Dış dünyadan habersizlik: Oysa tefekkür emredilmektedir. Dış ülkelerin gidişatını takip edemeyen, diplomasisini kuramayan devletler kolayca tuzağa düşer.
İkincisi ise Haim Nahum’dur. Haim Nahum son Osmanlı hahamı ve Yahudi’dir. Bu kişi de İbrahim Müteferrika’yı teyit edercesine düşüncelerini ileri sürmüştür. Bir devleti çökertmek için yapılması gerekenleri şöyle sıralamaktadır:
• Milleti işsiz bırakacağız: Bir toplumda halk işsiz bırakılırsa, o ülkede ekonomik ve siyasi kaos kolay oluşur. Birileri yer, diğerleri seyrederse o zaman kıyamet kopar. Geçmişe baktığımızda işçi hareketleri, düzenleri değiştirmiştir.
• Aç bırakacağız: Ekonomisi yeterli olmayan ülkelerde açlık bir felakettir. Çünkü aç kalan insanlar kıyama kalkar, kanun tanımaz hale gelir, yağma, talan başlar. Böylece ekonomi çöker.
• Borca esir edeceğiz: İşsizler geçinebilmek için ister, istemez borçlanacaktır. İşsiz olduğu için de aldığı borcu ödeyemeyecek ve arkasından kazan kaldırmaya başlayacak. Ortam gerilecek, nahoş olaylar gelişecek, toplum kamplara bölünecek, birlik bozulacaktır.
• Dininden uzaklaştıracağız: Oysa din, insanı şerefyap eden İlâhî bir sistemdir.
Yozlaştırılmamış bir din insanları manen güçlü hale getirir. Haram yeme anlayışını önler. İnsanları helal lokmaya, teavüne yönlendirir.
Biz de Milli Görüşçüler olarak deriz ki:
• Dünyevileşmekten uzak durulması,
• Rüşvetin yasaklanması, alanın da verenin de mutlaka cezalandırılması,
• Ahlak ve maneviyata önem verilmesi,
• Devletle milletin mutlaka kucaklaştırılması,
• Çalanlara, sömürenlere iltifat edilmemesi,
• Ağır sanayi hamlesinin realize edilmesi,
• Taassupkârane siyaset yapılmaması,
• İhtilaflardan uzak durulması, Hakk’ın ipine sarılması,
• Dünyadaki Müslümanların Müslüman Ortak Pazarını, Müslüman Birleşmiş Milletlerini, Müslüman NATO’sunu kurması gerekir.
İşte aradaki fark budur. Bunlar tahribatlarını gizli yaparlar. Bu adamlar:
İlim adamıyım der, araştır mason çıkar
Dört makale yazmışsa dördü de fason çıkar
Hele bir araştır bak aslını-astarını
Büyük dedesi Yorgi, babası Mişon çıkar.
(Abdurrahim Karakoç)
Rahman ve Rahim,
Kadir ve Muktedir,
Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.
Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47).