Değerli dostlarım;
Bu iktidar kurulduğu günden beri denetimden kaçmakta ve bunu yaygınlaştırmaktadır.
Peki ‘Denetim nedir ?’ sorusunu sorarsak alacağımız cevap ne olacaktır.
Denetim, hesap sormaktır.,
Atatürk diyor ki; yapılan iş ve işlemlerinin doğruluğundan emin olunan kişiler/kurumlar hesap vermekten asla korkmazlar.
Denetim, incelemedir, araştırmadır ve hedeften ayrılan iş ve işlemleri yerine koymaktadır.
Denetim bir kurumun faaliyetlerinin ve işlemlerinin önceden belirlenen amaçlara ve kurallara uygun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi için yapılan inceleme ve düzeltme çalışmasıdır.incelenmesidir.
Anayasa’nın 125. maddesindeki “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” hükmü ile yargısal denetim, 160. maddesindeki “Sayıştay, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki
kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün
gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini
yapmakla görevlidir” hükmüyle de Sayıştay denetimi düzenlenmiştir.
Bunun dışında bütün Bakanlıklarda Bakanlığın iş ve işlemlerini incelemek, takip etmek, aksayan yönlerini düzeltebilmek için idareye önerilerde bulunmak görevi Teftiş Kurullarına bırakılmış, bu kurulların doğrudan Bakanlığa bağlayarak “Bakan Adına” yetkilendirilmiştir.
Son yıllarda Bakanlık denetimlerinin fonksiyonları ilgili iktidar tarafından azaltılmış olsa da halen daha denetimin önemli bir fonksiyonunun bulduğu vatandaş tarafından kabul görmektedir.
Yönetimin beş fonksiyonu vardır. Planlama, örgütleme, yöneltme, koordinasyon ve denetimdir. Denetim ilk dört fonksiyondan sonra gelmekte ise de bunların birleşiminin bir sonucudur.
Denetimin iki yönü vardır.
Birincisi Rehberlik etmek;
İkincisi ise Denetlemek/sorgulamak/ caydırıcılık yaratmak.
Çalışanlara önceden yapacakları işler hakkında açıklayıcı yol ve yöntemler göstermek,uyarmak ve örnek teşkil edecek eylemlere öncülük etmek bir rehberlik faaliyetidir ki denetimin en önemli fonksiyonu burada başlar.
İkinci bölüm deneti faaliyetleridir. Denetimde aslolan denetime esas kıstasların denetlenenlere iletilmesi, standartlarının belirtilmesi;ölçme ve değerlendirme kıstaslarının açık ve anlaşılır olması; objektif olarak uygulanması denetimi sağlıklı ve güvenilir kılar.
Denetim sonucu kurumlarda önceden belirlenen hedeflere varmada bir gelişme olmamış ise o zaman ya denetim gerekli çabayı gösterememiş, ya da denetlenenler buradan bir ders çıkaramamış demektir.
Son günlerde Sağlık Bakanlığında olan Yeni Doğan Bebek Ünitesindeki olaylar ülkemizi korku ve paniğe sürüklemiştir. Basına yansıyan kadarıyla 20 kadar bebeğimiz belki ihmal, belki kasıt veya başka sebeplerle de olsa hayatını kaybetmiştir.
Sorulan sorulardan birisi bu kurumları hiç denetlemediniz mi olmuştur?
Sağlık Bakanı açıklama yapıyor ve diyor ki bu kurumlar üç kez denetlenmiş ancak böyle bir duruma rastlanmamıştır.
Gerçekten bu kurumlar doğru dürüst üç kez denetlenmiş olsaydı bu rezalet olmazdı olamazdı?
Çünkü denetimin bir de “caydırıcılık” yönü vardır. Kimse bu tür olaylara cesaret edemezdi.
Eğer gerçekten denetlenmiş iseler:
1. Denetimi kimler yaptı?
2.Denetim sonucu hiçbir öneri getirilmedi mi?
3. Getirildi ise nelerdi ve sizler neler yaptınız?
İşte bu sorulara açık ve net cevaplar bulabilir isek sorunları çözmeyi öğrenebiliriz. Aksi halde “..mış ” gibi yapmış oluruz.
İktidar her işte olduğu gibi denetim işlevinde de “…mış” gibi yapmayı kendi fikrine uygun bulduğundan bu hallere kaldığımızı düşünmekteyim.