Değerli dostlarım;
Devlet Bahçeli, Meclis konuşmasında “APO‘nun tecridi kaldırılsın, gelsin DEM Parti Grup toplantısında konuşsun ve terörün bittiğini ilan etsin, sonra umut hakkından yararlandırılsın” demiş. Cumhurbaşkanından takdir görmüş; arkasından DEM Partinin üç, CHP’nin bir belediyesine kayyum atanmış, bir hafta sonra Bahçeli sözlerinin arkasında durduğunu yenileyerek meydan okumuştu. Bu olaylardan sonra CHP Genel Başkanı Mardin’e giderek DEM Partililerle aynı otobüsün üzerinde poz vermiş ve kayyum atamalarına karşı çıkmıştı. Bu gelişmeler ışığında konuşan DEM Partisi Eş Başkanı Tuncay Bakırhan yaptığı bir değerlendirmede: “Zannediyorlar ki Kürtler bu kayyımcılara, bu talancılara baş eğeceklerdir. Çok iyi bilsinler ki Seyid Rıza ne yaptıysa, Şeyh Said ne yaptıysa, Mazlumlar, Denizler, Sakineler ne yaptıysa, Kürt halkı, Türkiye halkları da onların yaptığını yapacaktır. Ne onların kayyımı ne zulüm politikaları ne yalanları ne hileleri bizlere diz çöktürmeyeceklerdir. Seyit Rıza’nın dediği gibi ‘Sizler yalan dolanlarınızla bizlere diz çöktüremezsiniz’” dedi.
Bu açıklamaları duyan herkes kendi kendine şunu soruyordu: Bu sözler bir haksızlığa karşı çıkmak mı yoksa devlete baş kaldırmak mı? Bana göre bir haksızlığa karşı çıkmanın çeşitli yön ve yöntemleri vardır ama geçmişte bu devlete baş kaldırdığı için idam edilen Seyit Rıza, Şeyh Said, Deniz Gezmiş ve PKK’nın kurucuları arasında yer alıp örgütte 2013’e kadar faaliyet gösteren beş kişiden biri olup Fransa’da öldürülen Sakine Cansız gibilerini örnek verirseniz bu bir yanlışlığa karşı çıkmanın ötesine geçen ve Devlete isyanı/ başkaldırıyı ortaya koyar. Bunun lamı cimi yok, bu bir başkaldırıdır.
Unutmayın Sayın Bakırhan, bu devlet öteden beri kendi kendini koruma reflekslerini ortaya koyan ve gerekeni yapabilen bir devlettir. Bir taraftan barış isteyecek, diğer taraftan halkı kışkırtıp Devleti tehdit ederseniz bunun adı barış olmaz, sadece hainlik olur hainlik. Diğer yandan bu sözlere karşı çıkması gereken CHP Genel Başkanının da söylediği “Görüşlerine katılmıyorum ve en sert şekilde karşı çıkıyorum ama söz söyledi, buna sözle cevap verilir. Soruşturma başlatalım, dokunulmazlık tartışması çıkaralım olmaz” demesi de düşünülmesi gereken önemli bir konudur. Bu Cumhuriyeti kuran bir partinin genel başkanının bu konuda ki görüşleri de doğru değildir. Her Türk vatandaşından önce CHP’nin buna en sert tepkiyi göstermesi şarttır.
Bütün bu gelişmeler ve söylemlerden sonra Sayın Bahçeli’ye de sormak isterim: Bunlar Devlet- Millet düşmanıdır ve bir katilin arkasında duran kişilerdir ama siz halen sözlerinizin arkasında mısınız? Halen daha ‘APO gelsin DEM Grup toplantısında konuşsun’ diyebiliyor musunuz? Siz halen APO için umut hakkından yana mısınız?
Unutmayın Sayın Bahçeli! Düşünceniz de yolunuz da yanlıştır ve ülkeye fayda sağlamayacaktır. Küçük siyasi hesaplarınız devletin bekası karşısında sıfır noktasındadır. Terörist başını affetmek için yola çıkanların millete söyleyecek sözleri kalmamıştır. Umarın sizin göremediğiniz gerçekleri yakınınızda olan aklı-selim insanlar ve partilileriniz görmüş olurlar. Terörle müzakere olmaz, olamaz, Terörle mücadele olur. Hem de yok oluncaya kadar.