21 Aralık 2024, Cumartesi

TRT nereye koşuyor?

​Hayâ sıyrılmış, inmiş: Öyle yüzsüzlük ki her yerde…​ Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde!​(M. Akif)​​

TRT, milletimizi bilgilendirmek ve örfümüze, geleneklerimize uygun programlar, eğlenceler tertip etmek için kurulmuş bir devlet kurumudur. Yayınlarına devam edebilmek için devletin bütçesinden ve milletimizden yardım almaktadır. Ama yaptığı yayınlara bakılınca, sanki müstemleke kuruluşu gibi yayınlar yapmakta olduğunu görmekteyiz.​ Hemen belirtelim ki, TRT, devletin resmi bir kuruluşudur. Bu hususu dikkate alarak yayın yapması gerekir. Ama gördüğümüz, bunun hemen hemen aksinin yapıldığıdır. Yayınlarında tarafsız olması gerekirken, iktidara yarenlik yapması, buna mukabil muhalefetin sesini kısmaya çalışması calibi dikkattir.​ Çünkü günün hemen hemen 24 saatinde iktidarı öven programlar yapılırken, muhalefetin ad ve sanının zikredilmemesi dürüst yayıncılığa gölge düşürmektedir. Dizilerinde bile iktidar övülmekte, muhalefet yerilmektedir. Bu hal, tarafsızlık ilkesine aykırılıktır.​ Hele hele yapılan müzik programlarının çoğunlukla geleneksel yapımıza aykırı olması, yapımıza hiç uymayan yayınların, dizilerin ve filmlerin ziyadesiyle yayınlanması, milletin ar ve hayâ duygularını rencide etmektedir. Hem de Ak Parti iktidarında yapılan bu münasebetsiz programlar, yüreğimizi acıtmaktadır.​ Misal kabilinden olmak üzere haftada bir gün TRT ekranlarında yer alan:

Nevbahar müzik programı,

Nazende müzik programı,

• Senin şarkın müzik programı,

Yıldızlar Altında müzik programı,

• Şehir konserlerinde de gördüğümüz manzaralar dikkat çekicidir. Zira bu programları yerine getiren ses sanatçılarının örfümüze, gelenek anlayışımıza ve inançlarımıza aykırı giyinişlerle sahne aldıklarını görüyoruz. Bir nevi sanatı icra yerine, teşhir edici giyinişlerle dikkatimizi çekmektedirler.​Milletimizin aşağı yukarı % 90’ı Müslüman’dır. Bu husus dikkate alınarak sahneye çıkılırsa, daha müeddep olunursa hem TRT hem de ses sanatçıları daha iyi hatırlanmış olur.​ Ama programlarda yer alan bazı sanatçıların göğüs dekoltelerinin, giyiniş biçimlerinin bir nevi yatak kıyafetlerinden daha da açık olduğunu maalesef görüyor ve üzülüyoruz. Maksadımız asla sanat erbabını zemmetmek değil, milletimize uygun olanı derc etmektir.

Kaldı ki TRT’nin milletin ar ve hayâ damarlarını dumura uğratmaya hakkı yoktur.​ TRT yetkilileri, yapılan her programın, milli ve manevi değerlerimizi dikkate alarak, yapılmasını sağlamalıdır. Milletin milli ve manevi değerlerine aykırı programlar yapılmamalıdır. Milletimizi kültür emperyalizmine teslimden uzak durulmalıdır.​ Yukarıda şikâyet ettiğimiz hususlara rağmen, TRT genel müdürünün, maalesef bu absürt programlardaki yüz kızartıcı görüntü verenleri büyük bir heyecan içinde seyretmesi ve onları alkışlaması aklın alacağı iş midir? Malum, herkes gibi genel müdür de emr-i bi’l-ma’rûf yapmaya mecburdur yoksa sakalı onu mesuliyetten kurtarmaz. Çünkü herkes emrindekilerden sorumludur.

​Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamberimiz buyuruyor ki; “Herhangi bir idareciye bir topluluğun idaresi teslim edilir de, o da hayırlarını ve iyiliklerini gözeterek onları muhafaza etmezse, Allah u Teâlâ’nın her şeyi kuşatan rahmetinden mahrum kalır.” (Münâvî, Feyzü’l-Kadîr) ​Onun için TRT’den, milleti hoşnut edecek programlar yapması beklenmektedir. Ama gördüğümüz, hemen hemen bütün diziler, sinema filmleri, müzik programları, milletimizin ar ve hayâ duygularını incitmektedir. Ayrıca bu diziler, müzik programları aile hayatımızı tarumar etmektedir. Milli ve manevi değerlerimiz de zedelenmektedir.​ Hemen belirtelim ki, eski ses sanatçılarının, halk müziği icra edenlerin kıyafetleriyle, günümüz sanatçılarının giyim kuşamı çok farklıdır. Eski sanatçılar sanatlarını ortaya koyarken, günün sanatçılarının da maalesef bir nevi vücut teşhirciliği yaptıkları açıkça görünmektedir. Bazı erkek sanatçıların da gelişigüzel giyinişleri, milletimizi rahatsız etmektedir. Neticede millete giyim kuşamı ile örnek olmayanları, milletimiz de ciddiye almamaktadır. Millet olarak bunlardan hoşnut değiliz.

TRT nereye koşuyor diye sormaktan da kendimizi alamıyoruz. Zaten bu sebeplerle de günümüzde, ar ve hayâ yerlerde sürünmektedir.​ Bu arada hakkı teslim etmek adına şunları ekleyebiliriz: TRT spikerlerinin uygun kıyafetler içerisinde haberlerini sundukları bilinmekte ve görülmektedir. Spikerler gibi, müzik program sunucularından bazıları da örfümüze uygun giyinişler içinde görevlerini yapmaktadır. Bunlardan birisi sunucu Koliva diğeri de Türkü Deryası programının sunucusu beyefendi Selahattin Alpay’dır.​

Görevimiz; “Kulların Allah u Teâlâ’ya en sevimli olanı, Allah’ın kullarına en çok nasihat edenidir” emri mucibince, bunu yapmaya çalışmaktır ama nafile.​ Neyzen Tevfik’in dediği gibi:

​Çürüdü memleketin içyüzü çöktükçe temel,​

Şimdilik harice karşı yerimiz olsa dahi,​

Yüzümüz yok bakacak kabrine ecdadımızın​

Tükürür zannederim çehremize tarihi.​

Sonuç olarak Mehmet Akif de der ki:​ Ne irfandır veren ahlaka ulviyet, ne vicdandır;​Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.​​​Rahman ve Rahim,​Kadir ve Muktedir,​Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.​“Ya Rabbi bu haftayı bize hayırlı ve bereketli kıl. Hayırlara yakın, şerlere uzak eyle.”​​Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47)

Köşe Yazıları

tümü

Gündem