Değerli dostlarım;
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’nin açılışında konuşurken bakın Ortadoğu’daki gelişmelere ilişkin neler söyledi. “Ortadoğu’nun 11 Eylül’ü yaşanırken, artık zaman siyaset yapma zamanı değil, artık, ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ ruhuyla hareket etmemiz gereken günlerden geçiyoruz.”
Sayın Erdoğan’a sormak gerekir İsrail’in hedefinin bütün Ortadoğu’da tek hakim bir İsrail Devleti oluşturmak olduğunu şimdi mi anladınız?
Erdoğan devam ediyor: “Bu bir paranoya değil. Bu bir fantezi değil. Adım adım yaklaşan bir tehlike. ‘Vaat edilmiş topraklar’ hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır” dedi. Vallahi doğru söyledi.
Sayın Erdoğan; İsrail Bayrağındaki iki çizginin birisinin Nil’i; diğerinin Fırat’ı temsil ettiğini şimdi mi öğrendiniz? Arzı Mevut’un kurtarılmış topraklar olduğunu hiç duymadınız mı? İki nehir arasındaki topraklar bir ideal, bir Kızılelma.
Sayın Erdoğan; İsrail’in arkasındaki ABD ve Dünya Yahudiler Birliği’nin öteden beri bütün hedeflerinin ‘vadedilmiş topraklar’ olduğu gerçeğini şimdiye kadar gizliden gizliye yürütenler artık Ortadoğu’daki bu dağınıklığı ve parçalanmayı görünce dişlerini göstermekle kalmadılar şimdi alenen Hitler gibi katliam yapıyorlar. Hem öyle bir katliam yapıyorlar ki kimsenin sesi çıkmıyor. Buna normal bir savaş diyemeyiz, çünkü savaşın kabul edilmiş kuralları vardır ve savaşan taraflar buna uyarlar, ordular birbirleriyle savaşır ama silahsız insanlara dokunmazlar. Bu savaş değil çoluk çocuk, yaşlı genç demeden herkesi katlediyorlar. Bu bir vahşet.
Peki biz ne yapıyoruz? Amerika Birleşik Devletleri tarafından 2004 yılında uygulamaya koyduğu Büyük Ortadoğu Projesi, Ortadoğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’yı dönüştürmeyi, bu alanları küresel pazarlara açmayı hedeflemiyor muydu? Biz de bun hayale inanmadık mı? Şimdi yapılan katliamların asıl sebebinin İsrail’e dikensiz gül bahçesi, ABD’ye de önemli bir pazar merkezi oluşturmak değil mi? Daha iki ay öncesine kadar İsrail’le ticarete devam ediyor, onların daha da güçlenmesine yardım etmiyor muyduk? Şimdi gerçekler kanlı bir şekilde önümüze serilirken dün yaptığımız hatalarımızın bedelini mi ödeyeceğiz?
Diyorsunuz ki: “Birileri ısrarla görmek istemese de Netanyahu hükümeti, Anadolu’yu da içine alan bir ham hayal kurmakta, ütopya peşinde koşmakta” Bence ham hayal kuran İsrail değil gibi geliyor. İsrail bu kadar silahı ve desteği bulmasa bütün Ortadoğu ve İslam ülkelerine bu zulmü yapabilir mi? Arkası kuvvetli arkası. Hani derler ya “eşeği zırlatan ta…larıdır.” Netanyahu kimin iti derseniz elbette cevabı belli. Öyle bir it ki katliam yaptı diye ABD Senatosunda 58 dakika ayakta alkışlanıyor. Biz kimi alkışlamıştık?