12 Mart 2025, Çarşamba

Hukuk ve Hukuk Devleti nedir?


Değerli dostlarım;

Bugün sizlere ‘Hukuk’ ve ‘Hukuk Devleti’ kavramları hakkındaki görüşlerimi açıklamak istiyorum:

Hukuk nedir?

Arapça “hak” veya haklar anlamına gelir.  “Toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünüdür.”

Hukuk,  kendisine uyulmak ve uygulanmak için vardır. İnsanların nasıl davrandıklarını değil, nasıl davranmak istendiğini gösteren adli ve idari bir bütünlüktür.

Hukuk devleti kavramı hukukçu ve Prusya Kraliyet Parlamentosu Milletvekili Otto Baehr tarafından (1864) ‘bağımsız mahkemelere gidebilme hakkını kapsamaktadır. diye tanımlanmıştır.

Hukukun amacı toplumda barışı ve  düzeni sağlamaktır, eğer geliştirdiğiniz sistem toplumdaki düzeni sağlayamıyor ve her gün şikayetler artıyorsa o zaman bunu yeniden değerlendirmeniz gereklidir.

Hukuk toplumsal barışı sağlamak  ve bireylerin hakkını korumakla da görevlidir. Buna da ‘Hukuki cezalar’ denilmekte olup halk arasında “Adaletin kestiği parmak acımaz” gibi çok değerli bir yargıya da ulaşmıştır.

Hukuk kuralları nitelikleri bakımından; “emredici, tamamlayıcı, yorumlayıcı ve tanımlayıcı  olmak üzere dörde ayrılır. (Ank. Ün. Hukuk Fakültesi)

Hukukun ceza kısmı ise: Ceza, Tazminat,  İcra, Hükümsüzlük ve İptal olmak üzere beşe ayrılmaktadır.

Ülkemizde  hukuku incelediğimizde şununla karşılaşıyoruz. Emredici  ve cezalandırıcı niteliklerini daha çok görmekteyiz. Özellikle iktidarlar gerektiği zaman en çok hukukun Emredici ve cezalandırıcı kısmı ile ilgilenmekte, diğer özelliklerini yok saymaktadır., İşte bu durum insanların Hukuktan beklentilerine cevap vermemekte, hatta son dönemlerde hukuk sopasının  sık kullanıldığı iddia edilmekte ‘Hukukun siyasallaşmasından’ çok bahsedilmektedir..

Hukuk kurallarının iki özelliği bulunmaktadır.

Birincisi maddi yönü, diğeri manevi yönüdür.

Hukukun maddi yönü , cebir ve cezadır, somut deliller gerektirir, hukuk kurallarının uygulanmasını  sağlar.

Manevi yönü ise suç önlemeyi azaltan caydırıcılık niteliği olan kısmıdır. Hangi kuralın işlendiğinde nelerle karşılaşılacağının bilinmesidir. Bu durum ise bir eğitim meselesidir.

Değerli dostlarım;

Eğitilmiş toplumlarda bireylerin  suç işleme oranlarının daha az olduğu; az eğitilmiş veya eğitilememiş toplumlarda ise  suç ve suçun karşılığı cezanın yeterince bilinir olması  işlenen suçların da artmasına sebep olmaktadır. Bu durumun tam aksini iddia etmekte mümkündür. Özelikle nitelikli suçlar eğitilmiş insanlar tarafından daha çok işlendiği de varsayılabilir.  Hukuk Devleti, ‘adaletin’ teminatıdır. Eğer hukuk kuralları ve bu kuralların işlenişinde/uygulanmasında ‘adaletsizlik’ olursa o zaman haktan ve  hukuktan bahsetmek mümkün olmaz.

Adalet, hak ve  hukuku iyiyi, güzeli ve doğruyu aramaya yönelik olursa hukuki olur.

Adalet; doğruluk, dürüstlük, tarafsızlık ve doğru işlerle hukukilik ilkesine bağlı kalınarak anlam kazanır. Adaleti sağlayan husus  ise insanın vicdanıdır, onun sayesinde yerini bulur.

Hak, Hukuk ve Adalet birbirlerini bütünleyen ve tamamlayan değişmez kavramlar olarak kalırsa ülkelerin kalkınması da refahı da daha hızlı yükselir.

Birisinin eksik olması teraziyi  değiştirir ki bunun adına Hukuk değil ancak ‘GUGUK denir.

Köşe Yazıları

tümü

Gündem