Değerli dostlarım;
Bir bayram yaşıyoruz. Allah rızası için oruç tuttuk şimdi mükafatını Allah’tan bekliyoruz.
Millet olarak eski bayramları anıyoruz. Neden acaba?
Eskiden insanlar birbirlerini severdi, sayardı ve birbirlerinin hallerinden bilirdi. Ekonomisi iyi olanlar yoksullara yardım eder, bayram sofraları kurulur, bayram ziyaretlerine gidilir, tanıdık tanımadık herkesin kapısı korkmadan çalınabilir, ikramlar kabul edilirdi. Alanlar da verenler de hoşnuttu.
Şimdi fakirler evlerinden çıkamıyor, konu komşuya gidemiyor. Zenginler ise fırsatı ganimet bilerek tatile gidiyor.
Atalarımız der ki, ‘veren el alan elden daha hayırlıdır’. Veren el kalmadı, kim neyi alacak ki?
Ülkemizin ekonomik durumu tam anlamıyla ikiye bölündü. Birinci dilim % 10-15’lik kesim parasının hesabını bilmezken ikinci kısım % 85-90 ise açlık ve yoksulluk sınırının altında.
Benzin ve Motorinin litresi 47.70 Tl. Altın almış başını gidiyor; enflasyon ise iktidarın iddia ettiği gibi düşmüyor giderek yükseliyor.
“Ne pahasına olursa olsun kazanacağım” düşüncesiyle siyasi hesaplar yapılırken ülkenin kaybettiğini kimse görmek istemiyor.
İktidar olmanın verdiği bütün gücü, siyasi rakiplerini çökertmek için kullanırken aslında çökerttiğinin güzelim ülkemiz olduğunun farkında bile değil.
Kur arttı, Merkez Bankası rezervleri üç günde 25 milyar dolar civarında azaldı, borsa düştü, risk primi (CDS) sıçradı, faiz yeniden yükseliş trendine girdi.
İktidar cenahı gemileri yakmış durumda.