Ülkede “güç müslümanlığı” gibi bir meslek gelişti. Surette cilalı, motorda arızalı. AK Parti’nin inançta üretimi bu mu? Görünenlere bakarak değerlendirelim, sorgulayalım. Dindarlara, samimi, severek iman edenlere, tuzak kurma üretimi kutsalı kılıf yaparak çıkarı esas alan, zihin stoklarındaki düşünce planı. Acı olan da, bu davranışların yaptırımları insanları, müslümanlardan soğutan bir üretim oldu. Suret, siret farklılığı böyle. AK Parti iktidarı bu lekeyi atamaz, yüzleşmesi gerekir, müzakere ile teoloji bilimi üzerinden, liyakatli uzmanlarla değerlendirmeleri iyi olur.
Yazık ülkede kutuplaşma ve düşmanlıklar, kinler ve nefretler inançla olmamalıdır. Gelecekte bu üniversitelerde tez konusu olur. Güce taparak, kendi putunu yapar, kendi putuna tapar anlayışı yeni bir düzeni getirdi. Elbette bu işin sonu var. Aynı zihniyet bu sefer kendi yaptıkları putu kırarak, yeni gelen güce tapmak için, yeni putunu yapmayı hayal ederler, gidişat o yönde olur mu? Çünkü kimle mücadele ettilerse, düşman gördükleriyle çıkarda ve kirlilikte beraber bu işleri yapıyorlar.
Davası güçlü olanın delile ihtiyacı olmaz. Ortaklıklar dinle, çıkara dayanıyorsa sonuçtan her kötülük beklenir.
Güce tapan “güç müslümanlığı” böyle bir şey. Akıl, bilim, hukuk, demokrasi, ahlak bu yaptırım ve güçlerden kurtuluş yoludur. Zaman yakındır. Her fırtınaların sonunda, güneş doğar, aydınlık, karanlığın sonunda görülür. Amaç, hedef, eylem bunu gerektirir.