Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin ülkemizde ve dünyada yankı uyandıran konuşmasının arka planını da biz açıklamaya çalışalım. Şöyle ki;
Apo’nun 12 Şubat 1999 tarihinde teslim olmasından hemen sonra, DSP-MHP-ANAP koalisyonunun merhum başbakanı Bülent Ecevit: “Apo’nun Türkiye’ye getirilmesi ABD ile yapılan bir anlaşma ile olmuştur” demiştir. Nitekim ABD’nin eski devlet başkanlarından olan Eisenhower yaptığı bir açıklamada diyor ki: “Dünyada hiçbir sosyal, siyasal ve ekonomik bir olay yoktur ki, arkasında bizim bir planımız olmasın.” İşte bu talimat gereği, ABD ile yapılan bir anlaşma sonucu, Apo Türkiye’ye teslim edilmiştir.
Anlaşmaya göre;
• Apo asılmayacak (onun için DSP-MHP-ANAP koalisyonunda idam cezası kaldırılmıştır.)
• Apo bir müddet tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılacak.
• Şartlar elverdiğinde seçilmesine mani olunmayacaktır.
Bu şartlarla teslim alınan Apo için, günümüzde gündem oluşturulmuş, millet ajite edilmiştir. Mezkûr teslim öncesi yine merhum Ecevit: “Kuzey Irak’ta bir devlet kuruluyor” açıklamasında bulunmuştur.
Zaten bu açıklamadan önce de, 1992 yılında Yahudi Lobisinin ünlü sözcüsü William Safire The New York Times gazetesinde ‘Kürt devletine giden yol’ başlıklı makalesinde: “Türkiye’ye PKK’nın kellesi verilmeli ve karşılığında Kuzey Irak’ta kurulacak Kürt devletini kabul etmesi Türkiye’den istenmelidir” diye yazarak, geleceği işaret etmiştir.
ABD’nin eski Genelkurmay Başkanı General Shalikashvili’nin “PKK’nın asıl görevi Kürt devletinin kuruluş süreci boyunca Türkiye’yi angaje tutmaktan ibarettir” açıklaması bilinmektedir. Daha önce de David Levy, 8.4.1991 tarihinde yaptığı bir açıklamada: “Kürt isyancılar desteklenmelidir” demiştir. Yine Yahudi yorumcu Amotz Asa- El, Jerusalem gazetesinde yazdığı makalede: “Avrupa Birliği karşılığında Türkiye Kürtlere otonomi versin” buyurmuştur(!)
Aslında İsrail eski Dışişleri Bakanı İzak Şamir de, 1987 yılında, Türkiye’yi hedef göstererek “Türkiye kürdistanı işgal altında tutan devletlerden biridir. Bu işgalci devlet laf dinlemediği için Kürt halkı bağımsızlığını kazanamıyor” demiştir. Yani olay 1987’den beri gündemdedir. Apo bu devletin kurulması için görevlendirilmiş, bu sebeple de yakalandığında; “Ben rolümü oynadım” demiştir.
Franklin D. Roosevelt’in: “Siyasette hiçbir şey tesadüf değildir. Bir şey vuku buluyorsa, o şeyin önceden planlandığından emin olabilirsiniz” sözü önümüzü aydınlatmıştır.
Bu açıklamalardan da anlaşılıyor ki, Apo olayı daha önceden kurgulanmış olduğu gibi, bugün de gündem konusu olmuştur. Yoksa yeni bir olay değil, eski bir oyunun devamıdır. Milletin oyuna getirilmesinden ibarettir. Milletin mukavemet gücünü kırmak için söz konusu açıklamalar yapılmıştır.
Kürt devletinin kurulup, kurulamayacağı problem olmaktan çıkmış bulunmaktadır. Problem olan bu devletin nasıl kurulacağıdır. Şimdi gündemde olan budur.
Winston Churchill (İngiltere eski başbakanı) der ki; “Dünyada büyük bir olayın, büyük bir planın yapıldığını ve bizimde bu planda sadık bir uşak olarak hizmet edebileceğimizi görmeyen göz kördür.” Kürt devletinin de kuruluşu kademe kademe oluşturulmaya çalışılmaktadır. Maalesef yöneticilerimiz bunun farkında değildirler. Onun için gelişigüzel konuşup, durmaktadırlar.
Lord Curzon (İngiliz devlet adamı) da; “Asıl bundan sonradır ki Türkler eski satvet ve şefkatlerine bir daha asla kavuşamayacaklardır. Zira biz onların maneviyat ve ruh cephelerini öldürmüş bulunuyoruz” demiş ve böylece hafife alındığımızı ihbar etmiştir.
Nitekim Karanlıklar Prensi lakaplı Richard Perle; “Türkiye yargı, ekonomi, politika ve savunma konularında ABD’ne bağımlıdır. Türkiye Amerika’nın istediği yasal düzenlemeleri yapmak zorundadır” demekle, ABD’nin istediği Kürt devletinin kuruluşuna Türkiye’nin karşı çıkmasının mümkün olmadığını, Türkiye’nin buna yardım edeceğini, Apo’nun da bu vesile ile serbest bırakılacağını vurgulamaktadır.
Leon Panetta (CIA başkanı) ise; “Amerikan karşıtı hükümetleri devirmek için ekonomik krizleri devreye sokarız” tehdidinde bulunmaktadır.
Bütün bunlardan sonra, APONUN NEDEN GÜNDEMDE olduğu anlaşılmaktadır.
Rahman ve Rahim,
Kadir ve Muktedir,
Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.
Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47).