İstanbul Barosu, 146 yılık tarihinde en ilginç seçimlerden birine gidiyor. 64 bin avukatın 161 sandıkta oy kullanacağı bu seçimde tam 12 başkan adayı var. 2002‘den beri baroyu yöneten “Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu” da bu yıl 2 ayrı adayla seçime giriyor. “Değişim İçin Avukatlar” grubunun başkan adayı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, KHK ile ihraç edilmiş bir hukuk profesörü. “Avukat Hakları Grubu” ise yıllardır siyasi tartışmalardan uzak, avukatlığı önceleyen duruşuyla öne çıkıyor. Üç aday bireysel çabalarıyla seçim çalışması yaparken, İslamcı avukatlar “Baroya BAK”, Milliyetçi Avukatlar “İMAG”, yine Önce İlke’den ayrılan ve genç avukatların desteklediği Hasan Kılıç “Avukatın Yükselişi Hareketi” grubu olarak başkanlık yarışında olan isimler. O zaman geçmişten bugüne İstanbul Barosu’nu ve geldiği noktayı değerlendirelim…
İstanbul Barosu, değil bir şehir çoğu ülkeden bile daha fazla avukat sayısına sahip. Yetersiz, kalitesiz hukuk eğitimi, onlarca hukuk fakültesi ve binlerce geçim sıkıntısı çeken avukat var. Genç avukatlar işsiz kalıyor ve en kötüsü intihar vakaları yaşanıyor. Uzun yıllardır takip ettiğim İstanbul Barosu’ndaki aday enflasyonu ise barodan şikayetçi olan avukatların artışıyla alakalı. Mevcut grupların sorunları çözemeyeceğine inanan avukatlar, yeni gruplar ve hedeflerle seçime giriyor.
Önce İlke’deki kavga iki aday çıkardı
Şu an İstanbul Barosu Başkanı olan Filiz Saraç, yıllardan beri içinde olduğu Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu olarak tekrar aday oldu. 2022’de ilk kez başkan seçilmişti. Hangi konuda anlaşmazlık yaşandı belli değil ama Önce İlke’nin 22 yıllık kadrosundan dışlanmış görünüyor. Başkan yardımcılığını yapan Ali Gürbüz ona karşı aday çıktı. Hem de Önce İlke’nin tarihi kadrosunu arkasına alarak. Saraç’ı ise daha çok kadınlar destekliyor.
Ulusalcı-Kemalist isimlerin adayı Kanal İstanbul Projesini yapan firmanın avukatı
Sosyal medyada dolaşan iddialara göre Ali Gürbüz, Kanal İstanbul Projesini yapan şirketin avukatı. Bu nedenle Gürbüz’e verilecek oyların AKP’ye gideceği, 1 No’lu Baro’nun 2 No’lu barodan farkı olamayacağı savunuluyor. Her ne kadar Kemalist-Ulusalcı ekibin adayı olsa da AKP ile özdeşleştiriliyor. Aslında bu örnek bile bugünkü iktidar şeklini özetlemeye yetiyor.
Avukatlarca Kanal İstanbul Projesi ile ilgili iktidarla işbirliğinde olmakla suçlanan Gürbüz’ün ekibinde 2002-20028 yılları arasında baro başkanlığı yapmış Kazım Kolcuoğlu’nun oğlu Umut Kolcuoğlu, 2010-2016 arasında baro başkanı olan Ümit Kocasakal ve 2016-2022 yıllarında başkan olan Mehmet Durakoğlu var. Hatta öyle ki Ali Gürbüz, seçim afişinde eski başkanlar Ümit Kocasakal ve Mehmet Durakoğlu ile birlikte yer alıyor. Gürbüz, seçim propagandası olarak 2 yıllık sessizliği bitireceklerini söylüyor. Ama ilginçtir zaten başkan yardımcısı olduğu için, eğer gerçekten bir sessizlik olmuşsa iddia ettiği bu sessizliğe ortak göründüğünü de es geçmiş görünüyor. Öte yandan grubun yılardır en önemli destekçisi olan ulusalcı avukat Hüseyin Özbek, baronun açılımcılara bırakılmaması gerektiğini söyleyerek Önce İlke’ye oy verme çağrısında bulundu. Özbek’in bahsettiği Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun aday olduğu “Değişim İçin Avukatlar” grubu belli ki.
Sosyal demokratlar ve Kürtler yıllar sonra tekrar bir isimde birleşti
Değişim İçin Avukatlar’ın adayı İbrahim Kaboğlu 1000’den fazla avukatın imzasıyla başkan adayı gösterildi. Bu daha başta büyük bir gövde gösterisiydi. KHK ile ihraç edilen akademisyen Kaboğlu, geçmişte Türkan Saylan’ın başında olduğu Çağdaş Yaşamı Desteleme Derneği’nin başkan yardımcısıydı. Geçmişte sosyal demokrat avukatları temsil eden Çağdaş Avukatlar Grubu’nun önde gelen isimlerinde kemal Aytaç ve Haluk İnanıcı gibi ağır toplar da Kaboğlu’nun ekibinde. Nasıl CHP son dönem yükseldiyse onun benzeri olarak Değişim İçin Avukatlar da başarı gösterebilir. 22 yıldır İstanbul Barosu yönetimine hakim olan ulusalcı avukatların çekindiği isim de o nedenle Kaboğlu gibi görünüyor.
Avukat haklarını önceleyen grup hep siyasete yenildi
Barodaki Kemalist-Ulusalcı, Sosyal Demokrat ve İslamcı, Milliyetçi gibi siyaset merkezli mücadeleye tepki olarak 2016’da kurulan Avukat Hakları Grubu, girdiği 4 seçimde yükseliş yaşasa da en fazla üçüncü oldu. Bu yılki başkan adayı Mehmet Tugay Bilge. Yıllara göre avukat sayısının artışıyla orantılı yükseliş gösteren grup, bu seçimdeki bölünmelerin de etkisiyle biraz daha favori hale gelmiş görünüyor.
Avukatın Yükselişi Hareketi ikincilikten düşebilir
Baro yönetim kurulu üyesi iken Önce İlke’den ayrılıp başkan adayı olan Hasan Kılıç, son üç seçimi hep ikinci sırada tamamladı. Eski baro başkanlarından Turgut Kazan’ın da olduğu ekip bu seçim İbrahim Kaboğlu’nun çıkmasıyla ikincilikten düşecek görünüyor. Çünkü geçmişte Kılıç’ı destekleyen sosyal demokrat avukatlar adına temsili Kemal Aytaç artık Kaboğlu’nun ekibinde.
Baroya BAK: AKP’li avukatlardan ayrılarak 2 No’lu Baro’ya gitmeyen İslamcı’lar
Özellikle Mazlum-Der eksenli, AKP’li avukatlara dahil olmayıp 1 No’lu Baro’da kalan İslamcı avukatların kurduğu Bağımsız Avukatlar(BAK) grubunun adayı ise Abdulhalim Yılmaz. Mehmet Bülent Deniz, Gülden Sönmez, Muharrem Balcı gibi isimler bu ekipte. Başörtülü kadın avukatların yönetimde aday olarak gösterildiği tek grup da BAK. Aday Yılmaz da göçmen hakları konusunda uzman bir isim. Söylemleri de siyasi değil avukatlık mesleği merkezli. Yıllardır insan hakları konusunda mücadele vermiş avukatların olduğu bu grubun son dönemdeki haksızlıklara ne kadar ses çıkarabildiği tartışılır. İslamcı avukatların önemli bir kısmı 2 No’lu Baro’ya gittiği için BAK’ın da işi zor görünüyor.
Geriye kalan 6 aday kim?
“Değişim İçin Güçlü Baro“nun adayı Mert Er Karagülle. 2002’DE Çağdaş Avukatlar Grubu adayı olup Kazım Kolcuoğlu’na karşı kaybetmişti. Şimdi ayrı bir grupla tekrar seçimde aday oldu. İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu(İMAG) adayı Hakan Çatak. “İstanbul Avukatlar Birliği(İAB)” adayı ise Metin Uraçin. Bu gruplar dışında avukatlar Türkan Kara, Yasin Şen, Savaş İşliyen ise grupla değil sadece isim olarak seçimde varlar. Ekipleri de yok. Bu şekilde toplam 12 aday, 64 bin avukatın oyuna talip.
Önce ilke mi önce koltuk mu?
Bir dönem İstanbul Barosu siyasi duruşu, açıklamaları ile hep gündemde olurdu. Meslek grubunun ötesine geçer bir siyasi parti gibi gazetelerin manşetlerini süslerdi. Zaman geçtikçe Türkiye’nin siyasi ikliminde güç odakları, koalisyonlar değiştikçe İstanbul Barosu da eski ‘muhalif’ ve ‘güç’ odaklı duruşunu kaybetti. Gelinen noktada 22 yıllık baro yönetiminde olan Önce İlke’nin beşe bölünmesi de artık ideolojik taraflardan çok başkanlığın bir koltuk kavgasına döndüğünü gösteriyor. Bakalım 20 Ekim Pazar günü o koltuğa kim oturacak.